info@besoglu.com 0 532 517 57 48

Deprem Performans Analizi ve Dayanıklılık Hizmetleri

Deprem Performans Analizi Nedir?

Türkiye, aktif fay hatları üzerinde yer alıyor. Bu nedenle her yıl binlerce deprem gerçekleşiyor. Son 50 yılda en az 20 büyük deprem yaşanıyor. Bu durum, yapı güvenliği açısından ciddi risk oluşturuyor. Özellikle Kuzey ve Doğu Anadolu fayları tehlikeyi artırıyor. Ayrıca zemin türleri de sarsıntı şiddetini etkiliyor. Deprem performans analizi, yapıların olası bir depremde nasıl davranacağını belirliyor. Bu analizle maksimum yer sarsıntısı seviyesi tespit ediliyor. Mühendisler böylece binanın maruz kalabileceği ivme düzeyini hesaplıyor. Örneğin, uzmanlar AFAD veritabanını sürekli güncelliyor. Kandilli Rasathanesi de tarihsel kayıtları inceliyor. Böylece her bölge için sismik risk hesaplanıyor.

performans analizi

2018 yılında yeni bir deprem haritası yürürlüğe giriyor. Bu harita, eski beş bölge sistemini kaldırıyor. Her konuma özel tasarım ivme değerleri tanımlanıyor. Ayrıca bina yönetmeliği de güncelleniyor. TBDY 2018 ile performans kriterleri netleşiyor. Mühendisler artık bu değerlere göre tasarım yapıyor.

performans analizi

Böylece, her bina bulunduğu lokasyona göre değerlendiriliyor. Kırmızı tonlu alanlar yüksek riskli bölgeleri gösteriyor. Özellikle kuzey ve doğu illerinde risk daha fazla bulunuyor. Bu bilgi, mühendislerin güçlendirme kararlarını etkiliyor.

Deprem Risk Analizi ve Zemin Etkisi

Deprem performans analizinin ilk adımı risk değerlendirmesi oluyor. Risk analizinde fay hatları ve zemin yapısı ele alınıyor. Türkiye’de zemin türleri çeşitlilik gösteriyor. Kaya (Z1) sınıfından yumuşak kil tabakalarına (Z4-Z5) kadar farklılık oluşuyor.

Özellikle alüvyon zeminlerde deprem dalgaları büyüyor. Bu da sarsıntının etkisini artırıyor. Bu nedenle mikrobölgeleme çalışmaları yapılıyor. Zemin hakim periyodu, taşıma gücü ve sıvılaşma potansiyeli inceleniyor. Böylece her parsel için doğru analiz yapılabiliyor.

AFAD ve MTA, diri fay haritalarını düzenli olarak güncelliyor. Bu çalışmalar ulusal risk stratejilerine temel oluşturuyor. Risk analizi sonuçları tasarım ivme değerlerini belirliyor. Bu sayede yapılar için uygun tasarım spektrumları hazırlanıyor.

Yapısal Dinamik Performans Analizi Teknikleri

Mühendisler, yapının deprem davranışını belirlemek için çeşitli analizler yapıyor. Bu analizler farklı yapı türlerine uygun şekilde seçiliyor.

Eşdeğer Deprem Yükü Yöntemi

Bu yöntem, düşük katlı ve simetrik binalar için uygun oluyor. Yapının toplam kütlesine göre eşdeğer yatay yük hesaplanıyor. İlk doğal periyot dikkate alınıyor. Mühendisler yükleri katlara eşit şekilde dağıtıyor.

Bu yöntem kolay uygulanıyor. Ancak yüksek katlı veya karmaşık yapılar için yeterli olmuyor. Yine de basit yapılar için pratik sonuçlar sağlıyor.

Mod Birleştirme Yöntemi

Bu yöntem, düzensiz ve çok katlı binalarda kullanılıyor. Yapı, titreşim modlarına ayrılıyor. Uzmanlar her bir mod için spektral ivmeyi hesaplıyor. Ardından SRSS veya CQC yöntemleriyle toplam davranışı belirliyor.

Bu yöntem, deprem yüklerini daha gerçekçi tahmin ediyor. Özellikle 10 kat üzeri yapılarda tercih ediliyor. Bu sayede yapı güvenliği artırılıyor.

Zaman Tanım Alanında Analiz

Bu analizde gerçek veya yapay deprem kayıtları kullanılıyor. Doğrusal analizlerde yapı elastik davranış gösteriyor. Doğrusal olmayan analizlerde ise plastik şekil değişimleri modele dahil ediliyor.

Bu yöntem, en doğru sonucu veriyor. Ancak yüksek uzmanlık ve donanım gerektiriyor. Bu nedenle genelde hastane, köprü gibi kritik yapılarda kullanılıyor.

Performans Hedefli Deprem Tasarımı Yaklaşımı

Modern deprem mühendisliği sadece yıkımı önlemeyi hedeflemiyor. Aynı zamanda binanın kullanılabilirliğini korumayı da amaçlıyor. Bu yaklaşım, performans hedefli tasarım olarak tanımlanıyor.

Geçmişte insanlar yalnızca can güvenliğini esas alıyor. Büyük bir depremde binanın hasar almasını kabul ediyor. Ancak mühendisler günümüzde özellikle önemli yapılar için daha yüksek hedefler belirliyor.

TBDY 2018, farklı performans seviyelerini açık şekilde tanımlıyor. Örneğin mühendisler DD-2 seviyesi için kontrollü hasarı hedefliyor. DD-3 seviyesinde ise sınırlı hasarı esas alıyor. Hastaneler gibi yapılarda uzmanlar DD-2 altında dahi sınırlı hasarı uygun görüyor.

Uzmanlar, yapının önem derecesine göre tasarım hedefini belirliyor. Böylece her deprem senaryosunda yapı performansını öngörüyor. Bir hastanede kullanım devamlılığı ön planda olduğunda daha yüksek hedefler uygulanıyor.

Bu durum yapı maliyetini artırabiliyor. Ancak deprem sonrası faaliyet devamlılığı açısından büyük avantaj sağlıyor. Aynı zamanda ekonomik kayıpların da önüne geçiliyor.

Olasılıksal Hasar Analizi (Performans Analizi)

Bu analiz türü, yapıların olası hasar ihtimallerini hesaplıyor. Özellikle büyük projelerde veya sigorta sistemlerinde tercih ediliyor. FEMA P-58 gibi yöntemlerle hasar olasılıkları belirleniyor.

Örneğin bir yapı için %5 ağır hasar olasılığı hesaplanıyor. Aynı yapının %20 oranında orta hasar göreceği tahmin ediliyor. Böylece bina sahipleri riskleri daha net şekilde görüyor.

Bu analizler sadece yapı bazlı uygulanmıyor. Aynı zamanda şehir düzeyinde senaryolar da geliştiriliyor. Örneğin büyük bir Marmara depreminde İstanbul’daki yapı kayıpları simüle edilebiliyor.

Performans Analizi İçin Deprem Performansını Artıran Güçlendirme Yöntemleri

Mevcut yapılar zamanla zayıflıyor. Bu nedenle deprem dayanımını artırmak gerekiyor. Mühendisler, çeşitli güçlendirme teknikleri uygulayarak bu hedefe ulaşıyor.

Betonarme Mantolama

Mühendisler bu yöntemde kolon ve kirişlerin etrafına yeni beton döküyor. Ayrıca elemanlara donatı ekliyor. Böylece kesit alanı büyüyor ve dayanım artıyor. Püskürtme beton ile uygulama süreci hızlanıyor.

Bu yöntem, en yaygın güçlendirme tekniklerinden biri oluyor. Özellikle eski betonarme binalarda sıklıkla tercih ediliyor.

Yeni Perde Duvar Ekleme

Yapıya yeni betonarme perde duvarlar ekleniyor. Böylece yatay yük taşıma kapasitesi artıyor. Ayrıca bu çözüm, yumuşak kat problemi olan binalarda etkili oluyor.

Yeni perdeler genellikle merkezi alanlara yerleştiriliyor. Merdiven ve asansör boşlukları bu iş için uygun konum sağlıyor.

Çelik Çapraz Elemanlar

Mevcut betonarme çerçevelere çelik çaprazlar ekleniyor. Bu çaprazlar deprem sırasında çekme ve basınca çalışıyor. Böylece çerçevenin şekil değiştirmesi azalıyor.

Sanayi yapılarında sıkça kullanılıyor. Ayrıca mevcut ofis binalarında da uygulanıyor.

Fiber Takviyeli Polimer Sarma

Kolon ve kirişlere karbon fiber kumaş sarılıyor. Epoksi ile yapıştırılan bu malzeme oldukça hafif oluyor. Ancak çekme dayanımı son derece yüksek bulunuyor.

Bu yöntem, mimari tasarımı bozmadan uygulanıyor. Aynı zamanda yapı ağırlığını artırmıyor. Türkiye’de birçok kamu binasında kullanılıyor.

Çelik Levha ve Ceket Uygulamaları

Bu yöntemde kolon ve kiriş çevresine çelik plakalar yerleştiriliyor. Plakalar kaynakla veya bulonla monte ediliyor. Böylece elemanın kesit dayanımı artıyor.

Ayrıca birleşim bölgelerine uygulanan çelik jaketler sünek davranışı iyileştiriyor. Bu teknik, gevrek kırılmaları önlemeye yardımcı oluyor. Mühendisler özellikle birleşim noktalarına bu yöntemi öneriyor.

Temel Güçlendirme Teknikleri

Yetersiz temeller, güçlendirme sürecinde ilk sırayı alıyor. Temelin altına veya yanına yeni plakalar yerleştiriliyor. Ayrıca gerekirse kazık sistemi uygulanıyor. Böylece taşıma kapasitesi artıyor.

Ayrıca enjeksiyon yöntemiyle zemin iyileştiriliyor. Bu sayede temel altındaki zemin daha dayanıklı hale geliyor.

Sismik İzolatörlerin Eklenmesi

Mevcut binaların altına sismik izolatör yerleştirmek teknik olarak mümkün oluyor. Ancak bu işlem oldukça maliyetli gerçekleşiyor. Ayrıca tarihi yapılarda veya kritik tesislerde bu yöntem uygulanıyor.

Mühendisler, izolatörlerin yerleştirileceği alanı dikkatle analiz ediyor. Genellikle bodrum kat seviyesi uygun yer olarak seçiliyor.

Performans Analizi İçin Deprem Performansını Artıran Modern Malzemeler

Güçlendirme sürecinde kullanılan malzemeler büyük önem taşıyor. Mühendisler yeni nesil malzemelerle hem dayanımı artırıyor hem de esnek çözümler geliştiriyor.

Lif Donatılı Yüksek Performanslı Beton

Bu beton türüne çelik, karbon veya polipropilen lifler ekleniyor. Lifler çatlak ilerlemesini önlüyor. Ayrıca gözenekliliği azaltıyor ve gevrek kırılmayı engelliyor.

Lifli beton, kritik bölgelerde tercih ediliyor. Ayrıca kolon-kiriş birleşimleri ve sismik perdelerde kullanılıyor. Ayrıca Japonya’da ultra yüksek performanslı türleri yaygınlaşıyor.

Özel Çelik Alaşımlar

Bazı çelik türleri yüksek süneklik sağlıyor. Örneğin TG çeliği düşük akma dayanımıyla öne çıkıyor. Bu çelikler depremde şekil değiştirerek enerji sönümleme işlevi görüyor.

Ayrıca gofrajlı levhalar da burkulup enerji harcıyor. Bu malzemeler özellikle köprü ve yüksek binalarda kullanılıyor.

Fiber Takviyeli Polimer (FRP) Sistemleri

Karbon, aramid ve cam liflerinden oluşan FRP kumaşlar yapıları güçlendiriyor. Epoksi reçineyle yapıştırılan bu malzeme çok hafif ve güçlü oluyor.

Kolon etrafına sarılan FRP, kesme dayanımını artırıyor. Kirişlerde, duvarlarda ve döşemelerde de kullanılıyor. Türkiye’de karbon fiber levhalar yaygın olarak uygulanıyor.

FRP sistemleri, yapıya ek yük bindirmeden çözüm sağlıyor. Böylece tarihi yapılarda dahi estetik bozulmadan uygulama yapılabiliyor.

Şekil Hafızalı Alaşımlar (SMA)

Bu malzemeler deprem sırasında şekil değiştiriyor. Ardından orijinal haline geri dönüyor. Nitinol gibi alaşımlar süperelastik özellik taşıyor.

Köprü ayaklarında bu donatılar test ediliyor. Yapıya enerji sönümleme özelliği kazandırıyor. Ayrıca SMA, gelecekte sismik bağlantı elemanlarında kullanılacak.

Deprem Performans Analizi İçin Teknolojik Yenilikler

Deprem mühendisliği alanında teknoloji sürekli gelişiyor. Yapılar artık daha detaylı analiz ediliyor. Ayrıca bu gelişmelerle erken uyarı sistemleri kuruluyor.

Yapay Zeka ve Büyük Veri Kullanımı

Yapay zeka, deprem verilerini analiz ediyor. Geçmiş sarsıntılarla ilişkilendirilmiş modeller oluşturuluyor. Böylece yapı davranışı daha net şekilde tahmin ediliyor.

Makine öğrenmesi, bina verileriyle hasar olasılıklarını hesaplıyor. Örneğin yapının yüksekliği, şekli ve malzemesi modele giriliyor. Uzmanlar ardından olası bir depremde yapının nasıl davranacağını öngörüyor.

Yapay zeka aynı zamanda mikro bölgeleme çalışmalarını kolaylaştırıyor. Farklı veri kaynakları bir araya getiriliyor. Böylece riskli alanlar otomatik belirleniyor.

Binalara yerleştirilen sensörler sürekli veri gönderiyor. Bu veriler yapay zekayla anlık analiz ediliyor. Kolonlardaki titreşim değişimi hasarı işaret ediyor. Sistem bu bilgiyi yetkililere iletiyor.

Ayrıca drone görüntüleri ve cep telefonu fotoğraflarıyla hasar sınıflandırması yapılıyor. Hafif, orta veya ağır hasar tespiti otomatik gerçekleşiyor.

Büyük veri ile şehir düzeyinde modellemeler oluşturuluyor. Milyonlarca bina aynı anda analiz ediliyor. Böylece genel risk haritası hazırlanıyor.

AFAD ve bazı üniversiteler bu yöntemle Marmara Depremi senaryoları geliştiriyor. Kaç binanın hasar alacağı tahmin ediliyor. Bu yöntem belirsizlikleri daha iyi modellemeyi sağlıyor.

Erken Uyarı Sistemleri ve Akıllı Yapılar

Akıllı binalar sarsıntıyı algılayıp otomatik tepki veriyor. Asansörler en yakın kata iniyor. Elektrik ve gaz sistemleri kesiliyor. Yangın sistemleri aktif hale geliyor.

Bu sistemler insan müdahalesine gerek kalmadan çalışıyor. Afet anında bina içindekilere yönlendirme sağlanıyor. Dijital kaçış planları devreye giriyor.

Deprem Erken Uyarı Sistemi (DEUS), P-dalgalarını algılıyor. Bu dalgalar hasarsız geçiyor ancak S-dalgalar yıkıcı oluyor. Sistem P-dalgasını tespit ediyor. Hemen ardından S-dalgadan önce uyarı gönderiyor.

Japonya ulusal çapta bu sistemi kullanıyor. Cep telefonları ve televizyonlar uyarı mesajı iletiyor. ABD’de ShakeAlert sistemi Kaliforniya’da benzer şekilde çalışıyor.

İstanbul’da Kandilli Rasathanesi DEUS sistemini geliştiriyor. Marmara’daki büyük bir depremi önceden tespit ediyor. Bu sayede trenler duruyor. Gaz sistemleri kesiliyor. Marmaray gibi kritik altyapılar korunuyor.

Google Android sisteminde telefonlar depremi algılıyor. Kullanıcılara birkaç saniye öncesinden bildirim gönderiyor. 2020 İzmir depreminde bu sistem test ediliyor.

Birkaç saniyelik uyarı bile can kurtarıyor. İnsanlar koruma pozisyonu alabiliyor. Tesisler kendini kapatabiliyor. Yangın veya gaz kaçağı riski azalıyor.

Performans Analizi İçin Türkiye’de Deprem Yönetmelikleri ve Uygulama Sistemi

Türkiye, yaşadığı büyük depremlerle birçok ders çıkarıyor. Bu nedenle deprem yönetmeliklerini sık sık güncelliyor. Ayrıca yapı denetim sistemini de sürekli geliştiriyor.

Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY 2018)

TBDY 2018, 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giriyor. Yönetmelik eski “deprem bölgesi” anlayışını kaldırıyor. Her parsele özel tasarım ivme spektrumu hesaplanıyor.

Yeni yönetmelikte binalar kullanım amacına göre sınıflandırılıyor. DTS=1 çok önemli yapılar, DTS=4 ise daha az önemli binaları tanımlıyor. Her sınıf için farklı performans hedefleri belirleniyor.

Yüksek binalar için doğrusal olmayan analiz yöntemleri öneriliyor. 60 metreden yüksek binalara özel kurallar getiriliyor. Bu sayede yüksek yapılar daha güvenli hale geliyor.

Ayrıca kolon donatı oranları artırılıyor. Etriye bölgeleri uzatılıyor. Kısa kolon etkilerine karşı önlemler alınıyor. Perdeli binalarda sık etriyeli uç bölgeler zorunlu hale geliyor.

Temel ve zemin analizleri de yönetmelikte detaylı şekilde açıklanıyor. Sıvılaşma analizi ve iyileştirme yöntemleri belirleniyor. Temel türü zemin yapısına göre seçiliyor.

Mevcut Yapılar İçin Değerlendirme Kuralları

Mühendisler TBDY 2018’in 15. bölümünü mevcut binalar için uyguluyor. Bu bölümde performans analizi adımlarını net şekilde açıklıyor. Öncelikle bilgi düzeyini belirliyor. Ardından yapı elemanlarını detaylı şekilde inceliyor.

Uzmanlar malzeme dayanımını laboratuvar testleriyle belirliyor. Eleman rijitliğini ve zayıf bölgeleri hesaplıyor. Yetersiz elemanları tespit ediyor ve uygun güçlendirme projelerini hazırlıyor.

Denetim Sistemi ve Teşvikler

1999 Marmara Depremi sonrası yapı denetim kanunu çıkıyor. 2011’den itibaren tüm Türkiye’de zorunlu hale geliyor. Denetim firmaları her aşamada kontrol yapıyor.

Beton dökümünden demir yerleşimine kadar her adım izleniyor. Bu sistem kaliteyi artırıyor. Yapıların güvenliğini sağlıyor.

2023 Kahramanmaraş Depremleri sonrası denetimli yapıların çoğu ayakta kalıyor. Eski ve kontrolsüz binalar ise büyük oranda yıkılıyor. Bu fark denetimin önemini kanıtlıyor.

Devlet güçlendirme teşvikleri de sunuyor. 6306 sayılı yasa ile riskli yapıların güçlendirilmesi destekleniyor. Kira yardımı ve düşük faizli kredi sağlanıyor.

Örneğin, güçlendirme kredileri için %4’e kadar faiz indirimi uygulanıyor. 10 yıla varan vadelerle ödeme imkanı sağlanıyor. İstanbul Belediyesi de performans analizlerini ücretsiz yapıyor.

Vatandaşlar, analiz sonucuna göre FRP sarma veya mantolama gibi çözümlerle binalarını güçlendiriyor. Böylece depreme daha hazırlıklı hale geliyor.

Büyük Depremlerden Çıkarılan Yapısal Dersler ve Performans Analizi

Her büyük deprem, mühendislik açısından önemli sonuçlar ortaya koyuyor. Türkiye’deki depremler yapı güvenliği konusunda farkındalık yaratıyor.

1999 Kocaeli (Marmara) Depremi

Bu deprem 17 binden fazla can kaybına yol açıyor. Beton kalitesi düşük olan yapılar yıkılıyor. Ayrıca kolon-kiriş birleşimlerinde etriye eksikliği fark ediliyor.

Yumuşak kat sorunu ve kısa kolon problemi de öne çıkıyor. Yönetmelikler bu deneyimden sonra güncelleniyor. Sünek davranış zorunlu hale geliyor.

Yapı denetim sistemi ilk defa zorunlu oluyor. Bu sistemin kurulması yapı kalitesini artırıyor. Aynı zamanda DASK uygulamaları gündeme geliyor.

2011 Van Depremi

Bu deprem kırsal yapıların ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor. Beton kalitesi çok düşük seviyede kalıyor. Kolon ve kiriş birleşimlerinde ağır hatalar görülüyor.

Ayrıca çıkma balkonlar ve zayıf döşemeler nedeniyle hasar büyüyor. Bu depremden sonra yapı denetimi tüm illerde zorunlu hale geliyor.

2020 Elazığ ve 2020 İzmir Depremleri

Her iki deprem de orta büyüklükte gerçekleşiyor. Ancak bazı bölgelerde ciddi yıkımlar oluyor. Elazığ’da kerpiç ve yığma evler tamamen yıkılıyor.

İzmir’de zemin sıvılaşması büyük rol oynuyor. Bayraklı bölgesinde dere yatağına inşa edilen yapılar çökmeye uğruyor. Kolon kesme gibi illegal müdahaleler yıkımı artırıyor.

2023 Kahramanmaraş Depremleri

Bu depremler son yüzyılın en büyük sarsıntıları arasında yer alıyor. On binlerce yapı ağır hasar alıyor veya tamamen çöküyor. 50 binden fazla kişi hayatını kaybediyor.

2000 öncesi yapılmış mühendislik hizmeti almamış yapılar çöküyor. Buna karşılık 2000 sonrası denetimli binalar ayakta kalıyor. Bu durum yönetmelik ve denetim uyumunun önemini gösteriyor.

Bazı bölgelerde ölçülen ivme değerleri, yönetmelik spektrumunu aşıyor. DD-1 seviyesine yaklaşan bu hareketler, bazı binalarda hasara yol açıyor. Ancak çoğu bina göçmeden ayakta kalmayı başarıyor.

Modern Binaların Deprem Performansına Dair Başarılı Örnekler ve Performans Analizi

Deprem anında mühendislik başarıları da dikkat çekiyor. Modern yapılar, doğru tasarım sayesinde ciddi sarsıntılarda bile ayakta kalıyor.

Sismik İzolasyonlu Hastaneler

2023 Kahramanmaraş Depremleri sırasında birçok şehir hastanesi hizmet vermeye devam ediyor. Bu hastanelerde sismik izolatörler bulunuyor. Adana ve Hatay’daki hastaneler hasar almıyor.

Temellere yerleştirilen izolatörler sarsıntıyı azaltıyor. Böylece yapılar daha az zorlanıyor. Bu teknoloji sayesinde binlerce yaralıya müdahale edilebiliyor.

İzolatörlü hastaneler yalnızca ayakta kalmıyor. Aynı zamanda işlevini sürdürüyor. Kritik tesislerde bu sistemin kullanılması zorunlu hale geliyor.

Modern Yüksek Binalar

İstanbul, Ankara ve İzmir’de yeni inşa edilen yüksek binalar özenle tasarlanıyor. Bu yapılar performans analizinden geçiriliyor. Zemin izolatörleri ve damperler ile güçlendiriliyor.

2019 Silivri Depremi sırasında İstanbul’daki gökdelenlerde yapısal hasar oluşmuyor. Bu durum doğru mühendisliğin sonucunu ortaya koyuyor.

Dünyadan örnekler de benzer sonuçlar içeriyor. 1989 San Francisco Depremi’nde TransAmerica Piramidi hasarsız kalıyor. 2011 Tohoku Depremi’ni ise Japonya’daki yeni nesil yapılar başarıyla atlatıyor.

Bu yapılarda sünek çelik perde sistemleri, esnek temeller ve sönümleyici cihazlar bulunuyor. Böylece sarsıntı enerjisi güvenli şekilde yapıdan uzaklaştırılıyor.

Tarihi Yapıların Güçlendirilmesi

Türkiye’de birçok tarihi yapı deprem tehlikesine karşı güçlendiriliyor. Örneğin Ayasofya ve Süleymaniye Camii bu çalışmalardan geçiyor. Karbon fiber uygulamaları kritik noktalarda kullanılıyor.

Kubbe kasnağı ve kemer bölgelerine çelik gergiler ekleniyor. Böylece yapı orijinal formunu korurken daha dayanıklı hale geliyor. Bu uygulamalar tarihi kimliğe zarar vermiyor.

Sanayi ve Altyapı Tesisleri

Depremlerde endüstriyel tesislerin ayakta kalması çevre ve ekonomi için hayati önem taşıyor. 1999 Depremi’ndeki rafineri yangını bu durumu net şekilde gösteriyor.

Günümüzde rafinerilerde ve enerji tesislerinde özel sistemler yer alıyor. Sismik izolatörler, otomatik kapatma valfleri ve sensörler kullanılıyor. Böylece anında güvenli duruş sağlanıyor.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Marmaray Tüneli gibi mega projelerde de ekstra önlemler alınıyor. Esnek derzler ve sismik durdurucular ile bu yapılar korunuyor.

Bu örnekler gösteriyor ki, doğru analiz ve malzeme seçimiyle yapıların deprem dayanımı ciddi şekilde artırılıyor. Bilimsel veriler ışığında hareket eden projeler, toplumsal güvenliği sağlamaya devam ediyor.

Depremle Mücadelede Geleceğin Teknolojileri ve Performans Analizi

Deprem mühendisliği her geçen gün teknolojiyle gelişiyor. Yeni çözümler, yapı güvenliğini artırmak için devreye giriyor.

Yapay Zeka Destekli Yapı İzleme Sistemleri ( Performans Analizi )

Yapılara yerleştirilen sensörler, deprem sırasında veri topluyor. Bu veriler yapay zeka ile analiz ediliyor. Böylece yapıların hasar durumu anlık belirleniyor.

İvmeölçerler, gerilme ve eğim sensörleri sürekli çalışıyor. Yapay zeka, titreşim değişikliklerinden olası hasarı işaret ediyor. Bu bilgi yetkililere otomatik ulaşıyor.

Deprem sonrası arama-kurtarma çalışmaları bu verilerle yönlendiriliyor. Öncelikli bölgeler belirleniyor. Böylece zaman kaybı en aza iniyor.

Drone ve Görsel Tanıma Sistemleri ( Performans Analizi )

Drone’lar afet bölgesinden görüntü topluyor. Yapay zeka bu görüntüleri analiz ederek bina hasar sınıflandırması yapıyor. Hafif, orta veya ağır hasarlı yapılar hızlıca tespit ediliyor.

Bu sistemler saha ekiplerine zaman kazandırıyor. Ayrıca sigorta değerlendirmeleri için de veri sağlıyor.

Deprem Erken Uyarı Sistemlerinin Gelişimi ( Performans Analizi )

Yeni nesil erken uyarı sistemleri saniyeler kazandırıyor. P-dalgasını tespit eden sensörler hemen sinyal gönderiyor. Bu sinyal altyapı sistemlerine entegre oluyor.

Metro trenleri duruyor. Gaz vanaları otomatik kapanıyor. Elektrik kesiliyor. Bu tepkiler, yangın ve gaz sızıntısı gibi ikincil afetleri önlüyor.

Android telefonlarda entegre uyarı sistemleri yaygınlaşıyor. 2020 İzmir Depremi’nde bazı kullanıcılar uyarıyı 5 saniye önce alıyor. Bu saniyeler bile hayati fark yaratıyor.

Akıllı Şehir Uygulamaları ve Otomasyon Sistemleri ( Performans Analizi )

Akıllı şehirlerde uyarı sinyalleri sistemlere entegre ediliyor. Kırmızı ışıklar yanıyor. Trafik akışı duruyor. Trenler fren yapıyor. Doğalgaz kesiliyor.

Bu tür uygulamalar ikincil afetleri önlüyor. Aynı zamanda toplu tahliyelerin güvenliğini sağlıyor. Afet sonrası toparlanma süreci hızlanıyor.

Yapısal Tasarımda Yeni Yaklaşımlar ( Performans Analizi )

Yeni yapılar, sadece güçlü olmak için değil, esnek de olmak için tasarlanıyor. Esnek sistemler, deprem enerjisini emerek yapıyı koruyor.

Sarkaç sistemler, çekirdek sıvı damperleri ve metamaterial perdeler bu amaca hizmet ediyor. Japonya’daki gökdelenlerde bu sistemler test ediliyor.

Metamaterial perdeler sismik dalgaları saptırıyor. Temel etrafına gömülen özel şekilli malzemeler, dalgaları yapıdan uzaklaştırıyor. Bu sistemler hâlen araştırma aşamasında bulunuyor.

Youtube videolarımızı izlemek için buraya tıklayınız.

Daha fazla bilgi almak ve bizimle iletişime geçmek için buraya tıklayınız.