Deniz altı altyapısı, çağdaş dünyanın enerji ve iletişim şebekelerinin temel yapı taşıdır. Bu sistem, boru hatları, platformlar ve deniz altı kabloları gibi çeşitli kritik bileşenlerden oluşur. Tüm bu unsurlar, okyanusun binlerce metre derinliğinde sorunsuz bir şekilde çalışmaya devam eder. Ancak, aşırı basınç ve şiddetli korozyonun sürekli tehditleriyle mücadele içindedirler. Bu nedenle, bu bileşenlerden birinde oluşan bir hasar, onarım sürecini kara üzerindeki tipik işlerin çok ötesine taşır ve süreci daha karmaşık ve riskli bir boyuta sürükler. İşte tam da bu kritik noktada, özel su altı inşaat teknikleri (underwater construction) devreye girer. Özetle, uzmanların değerlendirmesine göre su altı inşaat, mühendisliğin en zor kollarından biri olarak kabul edilir. Şirketimiz, bu yüksek teknolojiye dayalı su altı inşaat operasyonlarını yürütür. Bu çerçevede, sertifikalı dalgıç-inşaat ekibimiz ve modern ekipmanlarımız mevcuttur. Derin denizlerde enerji altyapısının sökümü ya da onarımı için güvenli çözümler sunulur.
Su Altı İnşaat Nedir? (Dalışın Ötesindeki Mühendislik)
Su altı inşaatı, bir yapının su yüzeyinin altında tasarlanması, inşa edilmesi, kurulması ve bakımının yapılmasıyla ilgilenen bir disiplindir. Bu, sıradan bir dalış hizmetinden çok daha karmaşık bir alandır. Çünkü bu iş birden çok uzmanlık alanını bir araya getirir. Bu alanlar inşaat, jeoteknik, makine ve deniz bilimidir. Sualtı projesinde 150 metre derinde dalgıç çalışır. Dalgıç, karadaki vinç operatörünün yerini alır. Sıfır görüş koşullarında çalışır. Çekiç yerine hidrolik torklama aletleri kullanılır ve hataya yer bırakılmaz.
Su Altı İnşaatına Neden İhtiyaç Duyulur?
Günümüzün modern ekonomisi, büyük ölçüde deniz tabanı altyapısına bağlıdır. Bu bağın somut bir hâle bürünmesini sağlayan ise su altı inşaat projeleridir.
1. Su Altı İnşaat: Offshore Enerji Sektörü (Petrol ve Gaz)
Su altı inşaat operasyonlarının ana müşterisi enerji sektörüdür. Bu çerçevede ekiplerimiz kritik görevleri titizlikle üstlenir.
- Platform Montajı: Offshore petrol ve gaz platformlarının (jacket) devasa çelik ayakları, deniz tabanına sağlam bir tutunma sağlamak için sabitlenir. Bunu gerçekleştiren su altı inşaat ekipleri, hidrolik çekiçlerle dev kazıkları (piles) çakar.
- Boru Hattı Döşeme (Pipelay): Ekipler, petrol ve gazı deniz tabanına taşıyacak boru hatlarını dikkatle yerleştirir. Ardından bu hatları korumak ve sabit tutmak amacıyla üzerine beton ağırlıklar (mattress) ya da kaya dökme (rock dumping) gibi koruyucu katmanlar ekler.
- FPSO ve SPM Bağlantıları: Yüzer üretim ve depolama gemileri (FPSO) ya da şamandıra (SPM) sistemleri, deniz tabanına sorunsuz ve güvenli bir şekilde bağlanmak zorundadır. Bu kadar karmaşık demirleme (mooring) sistemlerinin montajı ise su altı inşaat uzmanlığını talep eder.
2. Su Altı İnşaat: Sivil Altyapı ve Kıyı Mühendisliği
Şehirlerimizin ve endüstrimizin denizle kurduğu bağ, yaşam ve ekonomik dengenin vazgeçilmez bir gereksinimidir. Bu ihtiyacı karşılamak ise su altı inşaat ekiplerinin görevidir.
- Limanlar, Rıhtımlar ve Dalgakıranlar: Liman altyapısının temelini oluşturan devasa beton kesonlar ya da kazıklar, su altındaki bir inşaat operasyonu ile yerleştirilir. Dalgıç ekibi, bu blokların yüksek hassasiyetle konumlandırılmasını titizlikle sağlar.
- Köprü ve Viyadük Ayakları: Deniz boğazları ve nehirler üzerinden uzanan köprü ve viyadük ayaklarının temelleri, suyun derinliklerinde konumlandırılır. Ekip, bu temellerin (cofferdam ya da kazık temeller) sağlamlığını ve güvenliğini özenle garanti eder.
- Tünel İnşaatı (Batırma Tünel): Marmaray gibi dev projelerde, tünel segmentleri önce kara ortamında hazırlanır. Ardından ekipler bu parçaları deniz tabanına dikkatle indirir. Su altında bu bölümleri birleştirirken ekipler sızdırmazlıklarını büyük bir titizlikle kontrol eder. Bu adım, su altı inşaat işlerinin en hassas ve kritik aşamalarından biridir.
3. Su Altı İnşaat: Enerji ve İletişim Hatları
- Su Alma/Deşarj Hatları (Intake/Outfall): Enerji santralleri (nükleer santraller dahil) ve arıtma tesisleri, soğutma ya da deşarj ihtiyacını karşılamak üzere denize boru hatları döşer. Bu hatların montajını ve uzun vadeli korunmasını, su altı inşaat ekipleri titizlikle yürütür.
- Telekomünikasyon Kabloları: Küresel internetin omurgasını oluşturan fiber optik kablolar büyük ölçüde deniz tabanına gömülüdür. Bu uzun menzilli hatların güvenliğini temin etmek amacıyla dalgıçlar ve ROV’ler, özenle tasarlanmış gömme (trenching) prosedürleri uygular.
Temel Zorluk: Hiperbarik Ortamda Mühendislik
Su altı inşaat projelerinin başlıca zorluğu, “hiperbarik” (yüksek basınçlı) bir ortamda çalışmasıdır. Derinlik arttıkça basınç da hızla yükselir. Her 10 metrede bir bar artar. Bu yüzden hem insanları hem de malzemeleri zorlayıcı bir hâle gelir.
1. Malzeme Üzerindeki Etkiler
Karadaki malzemelerin çoğu suyun altına girince davranışları kökten değişir. Bu yüzden mühendisler tasarımı bu yeni koşullara uygun şekilde yeniden şekillendirmek zorunda kalır.
- Korozyon: Tuzlu su (veya Deniz suyu), çelik üzerinde sürekli ve güçlü bir aşındırıcı etkiye sahiptir. Bu yüzden su altı inşaat projelerinde, katodik koruma sistemleri ve özelleşmiş boyalarla donatılmış kapsamlı korozyon koruması kullanmak zorunludur.
- Kaldırma Kuvveti: Suyun kaldırma kuvveti, en ağır beton blokların bile su içindeki ağırlığını azaltır. Mühendisler, yapıların deniz tabanına sağlam bir biçimde “oturması” (stabil kalması) için bu kuvveti hesaba katmak zorundadır.
2. İnsan Faktörü (Dalgıçlar)
Su altındaki inşaat projelerinde çalışanlar, hobi dalgıçlarıyla karıştırılamaz. Onlar bir profesyonel dalış ekibinin parçası, yani ticari dalgıçtır. Artan basınç, dalgıçların vücudunda “vurgun” (dekompresyon hastalığı) olarak bilinen durumu tetikler. Bunun yanı sıra, derinlikteki azotun etkisiyle ortaya çıkan “azot narkozu” (derinlik sarhoşluğu) da ciddi fizyolojik riskler arasında yer alır.
3. Ekipman Zorlukları
Elektrik ve su aynı ortamda birleşemez. Bu yüzden suyun içinde matkap ya da kaynak makinesi gibi elektrikli aletleri kullanmak büyük bir tehlike oluşturur. Bu riski önlemek adına, su altı inşaat faaliyetlerinde tüm ekipmanlar (kesiciler, matkaplar, somun sıkıcılar) “hidrolik” güçle çalıştırılır. Yüzeyde konumlanan (veya bulunan) bir gemiden yüksek basınçla pompalanan yağ, bu aletlerin hareket etmesini sağlar.
Su Altı İnşaat Aşama 1: Tasarım (Design) – Su Altı İnşaat Projesi Nasıl Başlar?
Su altı inşaat projesinin başarısı, öncelikle karadaki mühendislik ofisinde atılan temelle başlar.
1. Sualtı Sörveyi (Survey): Deniz Tabanının Haritalanması
İlk adım, şantiye alanını kapsamlı bir şekilde tanımaktır. Bu amaçla ekiplerimiz en gelişmiş teknolojileri devreye sokar.
- Batimetri (Bathymetry): Ekipler, Multibeam Sonar (Çok Işınlı Sonar) sistemleriyle uygulama yapar. Bu teknoloji sayesinde deniz tabanının üç boyutlu topografik haritası hazırlanır. Her kaya ile çukur yüksek hassasiyetle ortaya konur.
- Jeoteknik Sörvey (Geotechnical Survey): Bir yapının temeli yer altındaki zemindir. Deniz tabanına “Vibrocorer” ya da “CPT” (Koni Penetrasyon Testi) cihazlarıyla nüfuz edip karot örnekleri alırız. Bu sayede zeminin çamur, kum ya da sert kaya gibi bir karaktere sahip olup olmadığını tespit ederiz. Elde edilen bu veriler ışığında mühendis ekibimiz, temel tasarımını şekillendirir.
- ROV (Uzaktan Kumandalı Sualtı Aracı) ile Görsel Denetim: Dalgıçlar suya inmeden önce, bir ROV (robot) göndererek bölgenin videosunu kaydederiz. Böylece batık enkazlar, eski halatlar gibi olası engelleri belirleyebiliriz.
2. Mühendislik Tasarımı (Engineering Design)
Toplanan veriler ışığında mühendisler tasarımı hayata geçirir. Ancak ortaya çıkan sonuç, tipik bir bina tasarımını andırmaz.
- Dinamik Yükler: Sualtı yapıları yalnızca kendi ağırlığını taşımaz. Aynı zamanda dalga baskıları, deniz akıntılarının sürükleyici etkileri ve şiddetli fırtına yükleri de hesaba katılmalıdır (örneğin, 100 yıllık fırtına senaryosu gibi).
- Oyulma (Scour) Analizi: Deniz akıntılarının sürekli etkisi, köprü ayakları ya da boru hatları gibi yapıların çevresindeki zemini yavaş yavaş aşındırır ve bu durum oyulmaya yol açabilir. Bu durum temelin destek kaybına ve boşalmasına neden olur. Bu tür oyulma riskini bertaraf etmek amacıyla mühendislerimiz, özel bir “oyulma koruması” (scour protection) tasarımı hazırlar. Genellikle taş dökme yöntemiyle uygulanır.
- İnşa Edilebilirlik (Constructability): Mühendis tasarım sürecinde kendine şu soruyu mutlaka sorar: “50 metre derinlikte, görüşün tamamen yok olduğu ve akıntının hâkim olduğu bir ortamda bir dalgıç, bu cıvatayı sıkmalı mı?” Bu yüzden su altı inşaat projelerinin tasarımlarını biz, mümkün olduğunca sade, modüler ve dayanıklı bir yapı üzerine kurmalıyız.
Su Altı İnşaat Aşama 2: Uygulama (Construction) – Su Altı İnşaat Sahası
Tasarım onaylandığında, dalış uzmanlarıyla birlikte inşaat ekipleri sahaya ilerler.
1. Zemin Hazırlığı ve İyileştirme (Seabed Preparation)
Zemin inşaat koşullarına uygun değilse, gerekli düzenlemeleri yaparız ve onu inşaata uygun bir zemine çeviririz.
- Tarama (Dredging): Yapının oturacağı yerdeki yumuşak, dayanıksız çamur tabakasını “tarama gemileri” (dredger) ile temizleriz.
- Taş Dökme (Rubble Mound): Dayanıklı temel inşa etmek için ekipler deniz tabanına tonlarca kaya döker. Dalgıç ekibi, bu taşların istenilen profil ve eğimde yerleştirilmesini sağlar. Yüzeydeki vinç operatörlerine yönlendirme yapar.
- Hendek Açma (Trenching): Boru hatları ve kabloların korunması için deniz tabanına özel hendek açma makineleri ya da yüksek basınçlı su jetiyle kanallar kazılır.
2. Yapısal Montaj (Structural Installation)
Bu, su altı inşaat operasyonunun kritik doruk anıdır.
- Keson ya da Blok Yerleştirme: Dalgakıran ya da rıhtım inşası sırasında, müteahhitler kara tesislerinde üretilen ve tonları bulan beton blokları (keson) tercih eder. Ekipler bu devasa blokları yüzer vinçlerle (crane barge) deniz tabanına dikkatlice indirir ve yerleştirir. Ardından dalgıç ekibi, blokların birbirine tam oturmasını, kilitlenmesini ve sağlam bir biçimde sabitlenmesini titizlikle denetler.
- Kazık Çakma (Pile Driving): Offshore platformun ayaklarını sağlamlaştırmak amacıyla büyük hidrolik çekiçler kullanılır. Bu çekiçler, çelik kazıkları (piles) deniz tabanının onlarca metre derinliğine kadar çakar. Platforma güvenilir bir tutunma sağlar.
- Boru Hattı Serimi (Pipelay): Özel tasarım boru serme gemileri (pipelay barges), boruları karadaki atölyelerde birleştirip kaynağını tamamlar. Ardından bu birleşik parçaları yavaşça deniz tabanına indirir. Sürecin tüm anlarını, dalgıçlar ve ROV’lar titizlikle izler.
Kilit Su Altı İnşaat Teknikleri: Derinlikteki Alet Çantası
Su altındaki inşaat çalışmaları, sıradan yaklaşımlardan ziyade özel teknikler ve yöntemler gerektirir.
1. Sualtı Beton Dökümü (Underwater Concreting)
Beton suya bırakıldığında çimento yıkanır. Geriye yalnızca çakıllar kalır. Bu durumu önlemek için özel teknikler uygularız.
- Tremi (Tremie) Yöntemi: En yaygın tercih edilen tekniktir. Bu yöntemde, betonu uzun bir “tremi borusu” aracılığıyla doğrudan kalıbın dibine yönlendiririz. Alt kısımdan gelen taze beton, suyu yavaşça ve karıştırmadan yukarı iter. Bu da betonun yıkanmasını engeller.
- Beton Torbalama (Bagwork): Küçük ölçekli onarımlarda ya da oyuk korumalarında, dalgıçlar önceden tasarlanmış kumaş torbaları betona doldurur. Ardından bu torbaları el ile yerleştirir.
- Özel Pompalar ve Katkılar: Su altında dağılmasını engelleyen, anti-washout özelliğine sahip özel kimyasal katkı maddeleri içeren betonlar tercih edilir.
2. Su Altı Kesim Teknikleri (Underwater Cutting)
Söküm ya da modifikasyon zorunluluğu ortaya çıktığında, metali su altında kesmek elzem hâle gelir.
- Elmas Telli Kesim (Diamond Wire): Soğuk bir kesim yöntemi olarak işlev görür. Büyük ölçekli platform ayakları ya da beton kazıklar gibi kalın yapı elemanlarını parçalamak için ekipler bu yöntemi sıkça tercih eder.
3. Su Altı Kaynak (Underwater Welding)
Su altı inşaat projelerinde, zaman zaman yapıların birleştirilmesi zorunlu hâle gelir.
- Islak Kaynak (Wet Welding): Dalgıç, suyun içinde doğrudan uyguladığı bir kaynak yöntemidir. Hızlı ve geçici onarımlar için ekipler bu yöntemi tercih eder, fakat kalitesi genellikle düşüktür.
- Hiperbarik Kaynak (Hyperbaric Welding): Kalıcı ve yüksek kalitede onarımlarda, özellikle boru hatları gibi kritik altyapılarda ekipler bu yöntemi tercih eder. Ekipler hasarlı bölgenin etrafına “habitat” adı verilen, tamamen kuru bir oda yerleştirir. Bu basınçlı kuru ortamda dalgıçlar, sanki karada çalışıyormuş gibi kaynak işlemini gerçekleştirir.
İnsan Faktörü: Derin Denizlerin Mühendisleri
Bu zorlu su altı inşaat işlerini icra edenler, “Satürasyon Dalgıçları” olarak tanınır.
Satürasyon Dalışı (Saturation Diving)
Su altı inşaat işlerinin çoğu, 50 metreden daha derin sularda gerçekleşir. Bu kadar derinlikte, geleneksel yüzey destekli dalış (Satıh Destekli Dalış) maalesef etkili değildir. Çünkü dalgıcın dipte kalma süresi, vurgun riskinden kaçınmak amacıyla yalnızca dakikalarla sınırlıdır. Öte yandan, yüzeye çıkış (dekompresyon) saatlerce sürer.
Bu sorunu aşmak amacıyla “Satürasyon Dalışı” (SAT Diving) teknolojisi devreye alınır.
- Dalış Destek Gemisi (DSV): Ekipler, operasyonu içinde “Satürasyon Sistemi” (Basınç Odaları) bulunan özel gemiler (DSV) aracılığıyla idare eder.
- Basınç Altında Yaşam: Dalgıç ekibimiz genellikle 6-12 kişiden oluşur. Operasyon süresince (en çok 28 gün) gemideki basınç odalarında konaklarlar. Bu odaların iç basıncını, ekiplerin çalışacağı derinliğin (örneğin 150 metre) basıncına eşitleyoruz.
- Dalış Çanı: Dalgıçlar, “dalış çanı” denilen asansörle deniz tabanına inerek görevlerini yerine getirir. İşlerini bitirdiklerinde, çanın yardımıyla gemideki basınç odalarına geri dönerler.
- Tek Dekompresyon: Bu teknoloji, dalgıçlarımıza her gün sekiz saat, 150 metre derinliğe kadar sorunsuz ve verimli bir çalışma imkânı tanıyor.
Neden Biz? Su Altı İnşaat Projelerinde Uzman Kadro
Ekipler ancak kapsamlı bir tecrübe birikimi ve doğru teknik donanım sağlarsa, su altı inşaat operasyonlarını yapar. Bu temel eksikse, projenin ilerlemesi mümkün olmaz. Soğukkanlı ve metodik bir mühendislik yaklaşımı eksik olduğunda, bu tür operasyonların başarılı olması neredeyse hayal olur. Firmamız, bu alanda Türkiye’nin en deneyimli ekiplerinden birini bünyesinde barındırarak, sektördeki en zorlu projelere de güvenle yön vermektedir.
- Uluslararası Sertifikalı Dalgıçlar: Ekibimiz, sualtı kesim, kaynak ve hiperbarik operasyonlar gibi zorlu alanlarda uluslararası geçerliliği olan sertifikalara (IMCA, AWS D3.5 gibi) sahip, deneyimli ve yetkin profesyonellerden oluşmaktadır.
- Modern Ekipman Parkı: Satürasyon dalış sistemleri (DSV), yüzer vinçler, hidrolik çekiçler, ROV’lar ve NDT ölçüm cihazlarını içeriyor.
- Mühendislik Gücü: Dalgıçların yalnızca tek başına yürüttüğü çabayı geride bırakarak, bütüncül bir mühendislik perspektifi sunuyoruz. Uzun yıllara yayılan deniz mühendisliği ve jeoteknik birikimine sahip deneyimli ekibimizle senkronize bir şekilde ilerliyoruz. Her su altı inşaat projesi için, projenin özgün gereksinimlerine göre derinlemesine hazırlanmış fizibilite ve metodoloji raporları sunuyoruz.
Sonuç: Derin Güvenliğiniz Bizim Uzmanlığımız
Sonuç olarak, su altı inşaatı sıradan bir yapı işinin çok ötesinde, katman katman işlenen bir karmaşıklık olarak karşımıza çıkar. Yüksek riskin içinde örülmüş, en modern teknolojiyle donatılmış bütüncül bir operasyon niteliğindedir. Bu süreç, mühendislikte derin bir uzmanlık zorunluluğu doğurur. Bir limanın çökmesi ya da bir boru hattının zarar görmesi yalnızca ekonomik kayıp değildir. Aynı zamanda çevresel bir felaketi de tetikler. Firmamız, su altı inşaat projelerinin her türlü senaryosuna eksiksiz donanımla yanıt verir. En sığ kıyı sularından, satürasyon dalışıyla ulaşılabilen en derin okyanus tabanına kadar çalışma yeteneğine sahibiz. IMCA standartları çerçevesinde şekillenen güvenlik felsefemiz ve deneyimli mühendis kadromuz, yanınızda. Kısacası, altyapınızın temellerini sağlam bir şekilde atarken güvenliğini temin etmek için titizlik ve özveriyle gayret gösteriyoruz.
Youtube videolarımızı izlemek için buraya tıklayabilirsiniz.
Daha fazla bilgi almak ve bizimle iletişim kurmak için buraya tıklayabilirsiniz.

