Bina Güçlendirme Çalışmasının Önemi
Deprem, hepimizin bildiği üzere ülkemizin acı ama inkar edilmez bir gerçeğidir. Türkiye’de yaşayan her vatandaş bu gerçekle bir an önce yüz yüze gelmek zorundadır. İnsanların yapması gereken en önemli şey bu doğal felakete karşı gerekli tedbirleri almaktır. Elbette ki yeni yapılmış binalar depremi deneyimlemiş olmadıkları için daha az risk taşımaktadır. Aynı zamanda modern teknikler kullanılarak inşa edildikleri için daha güvenlidirler. Ancak depremi yaşamış ve aşınma oranı yüksek olan yapıların durumu başkadır. Bu yapıların olası bir felaket durumunda yıkılma riskleri oldukça yüksektir. Mülk sahiplerinin de bu sebeplerden dolayı bina güçlendirme projelerine başladığı görülmektedir. Bu adımın atılması en doğru karar olarak düşünülmektedir. Bugünlerde en güvenilir bina güçlendirme teknikleri kullanılmaktadır. Bu sayede yapının ömrü önemli ölçüde uzamaktadır.
Bina Güçlendirme Çalışması Nedir?
Bina güçlendirme işlemine ilişkin en çok merak edilen sorulardan biri bina güçlendirme çalışmaları nedir sorusudur. Bu bina güçlendirme işlemine başlanmadan önce mühendisler yapının deprem performans analizini gerçekleştirir. Uzman ekipler yapılardan numuneler alarak detaylı bir şekilde incelerler. Eğer ortaya çıkan sonuçlar deprem yönetmeliklerinde belirlenen standartların altında ise uzmanlar bina güçlendirme işlemine ihtiyaç olduğunu belirtir. Analiz ekibi bina sahiplerine hangi tekniklerin nasıl uygulanacağı hakkında gerekli bilgilendirmeyi yapmaktadır. Güçlendirme işleminden sonra betonarme yapılar çelik konstrüksiyon ve karbon fiber malzemeler ile güçlendirilebilmektedir. Mühendisler bu malzemeleri çeşitli bina güçlendirme tekniklerinde kullanır. Her bir tekniğin amacı ise ayrı bir sorunu çözmek üzerinedir.
Yasal Süreçler ve İzinler
Bir binayı güçlendirmeye başlamadan önce mülk sahiplerinin belirli yasal prosedürleri takip etmeleri gerektiği bilinmelidir. Öncelikli olarak “riskli yapı belgesine” sahip olmaları gerekmektedir. Bu resmi bir belgedir ve bunu alabilmek için belediyeye başvuruda bulunmaları gerekir. Ardından lisanslı bir firma tarafından beton analizini yaptırırlar. Sonrasında Bakanlık tarafından görev verilen bir ekip binayı inceler. Ekip beton kalitesini ve zemin koşullarını değerlendirerek yapının analizini yapar. 6306 sayılı kanuna göre binanın güçlendirilmesine karar verilip verilmeyeceğine karar verilir. Son olarak mülkiyet sahiplerine riskli yapı belgesinin verilmesine karar verilir. Binanın malikleri iş için şirketlere başvurmaları için bu dokümanı kullanabilirler. Bu adım projenin yasal çerçevesini sağlar.
6306 Sayılı Kanun ve Güçlendirme Kararı
Riskli yapı belgesinin alınmasıyla birlikte mühendisler bir güçlendirme projesini planlıyorlar. Bu projenin hayata geçebilmesinde en büyük faktör binada pay sahibi olanların onayı ile ilgilidir. Maliklerin en az %80’i bu işlem için onay vermelidir. Beşte dört mal sahibinin imzası alındıktan sonra mülkiyet sahipleri belediyeden ruhsat alıyor. Sonrasında şirketler ile anlaşarak güçlendirme çalışmalarına başlanır. Firmalar binanın güçlendirme işlemine yardım ediyorlar. Bu yasal süreçler proje ilerlemesi için önemli oluyor. Üstelik yapılan işin denetlenmesine olanak tanıyor.
Farklı Yapı Tiplerine Göre Bina Güçlendirme Teknikleri
Bina güçlendirme çalışmalarında kullanılan teknikler yapının durumuna göre değişiklik gösterir. Beton kalitesinin iyi olduğu ancak zeminin sorunlu olduğu belirtmek mümkündür. Aynı şekilde beton kalitesinin düşük olduğu yapılar da mevcuttur. Mühendisler bu durumları çeşitli yöntemler ile güçlendirirler. Buna ek olarak ahşap ve beton binaları arasında belirgin farklılıklar da vardır. Böylece kaç tane güçlendirme yöntemi olduğunu net bir şekilde belirtmek mümkün olmaz. Hatta güçlendirme işleminden sorumlu firmalar kendi benzersiz bina güçlendirme teknikleri geliştirebilirler. Teknolojinin ve mühendislere olan ilgi sürekli olarak artmaktadır. Bu da ev sahiplerine daha fazla seçim imkanı sunmaktadır.
Betonarme Binalarda Uygulanan Güçlendirme Teknikleri
Betonarme yapılar ülkemizdeki inşaat stoğunun büyük bir kısmını oluşturur. Bu nedenle farklı güçlendirme teknikleri geliştirilmiştir ve bu teknikler özellikle bu yapılar için tasarlanmıştır. Bu teknikler genellikle yapının zayıf taşıyıcı elemanlarının kapasitesini artırmayı amaçlar. Kolonlar, kirişler ve perde duvarlar bu elemanların arasında yer alır. En yaygın kullanılan metotların arasında kaplama ekleme ve epoksi enjeksiyon bulunmaktadır. Mühendisler bu teknikleri bazen tek başına, bazen birlikte kullanarak en verimli çözümü üretir. Seçilen bina güçlendirme teknikleri, binanın mevcut hasar durumuna ve performans hedeflerine göre belirlendiği için her bina için özel bir çözüm oluşturulur.
Mantolama (Gömlek Geçirme)
Mantolama veya “giysi giyme” olarak da bilinen güçlendirmek işlemi birçok yapı güçlendirme yöntemleri arasında en sık tercih edilenlerden biridir. Bu teknikte ekibin yapması gereken ilk adım mevcut kolon veya kirişlerin etrafına yeni bir beton tabakası eklemektir. Ekipler ilk olarak mevcut elemanın yüzeyindeki sıva ve zayıf tabakaları temizler. Sonra yüzey pürüzlendirilerek yeni ve eski beton arasında sağlam bir yapışma sağlanır. Daha sonra proje gereksinimlerine uygun şekilde yeni çelik donatılar (yatay ve düşey donatı) yerine yerleştirilmektedir. Son olarak elemanın etrafına kalıp yerleştirilerek yüksek dayanıklılığa sahip özel bir beton dökülmektedir. Bu işlem sayesinde elemanın hem kesitini hem de taşıma kapasitesini önemli ölçüde artırmış oluruz. Bu yöntem temel bir güçlendirme çözümü olarak kolon ve kirişler için kullanılabilmektedir.
Kanat Ekleme (Perde Duvar Oluşturma)
Kanat eklemek, mevcut kolonları perde duvar haline getirerek yapılan bir güçlendirme tekniğidir. Binanın yatay rijitliğini artırarak deprem sırasındaki salınımını azaltır. Ekipler, güçlendirilecek kolonun bir veya iki yanına temelden başlayarak yeni bir betonarme duvar parçası (kanat) inşa ederler. Bu yeni duvarların donatılarını mevcut kolona ve zemine kimyasal dübeller ile sabitlerler. Bu yöntem eski ve yeni elemanların uyumlu çalışmasını sağlar. Özellikle zemin katında dükkan bulunan ve “yumuşak kat” düzensizliği gösteren yapılar için oldukça etkin sonuçlar doğurur. Binanın depreme karşı dayanıklılığını önemli ölçüde artırır.
Yığma Binalarda Uygulanan Bina Güçlendirme Teknikleri
Yığma yapılar genellikle depremlerde en fazla hasar gören yapılar olarak bilinirler. Çünkü insanlar bu tür yapıların inşa edilmesinde belirli bir teknik kullanmamaktadır. Genellikle insanlar bu yapıları kendi olanaklarıyla inşa ederler. Mühendislik eksikliği de binanın sağlamlığını ve duruşunu etkiler. Bu sebeplerden dolayı depremin etkilerini daha fazla hissetme ihtimali olur. Ayrıca yığma yapıların genellikle tuğla veya taş gibi malzemelerden oluştuğu görülmektedir. Bu malzemeler doğal olaylara karşı dayanıklılıkları zayıf olduğundan zamanla aşınmaya uğrayabilmektedir. Bu durumda yığma yapının şeklinin bozulmasına yol açabilmektedir. Yığma bina sahiplerinin, binalarını sağlamlaştırmak için güçlendirme çalışmaları yapmalarının kesinlikle hayati önem taşıdığı gerçeğini unutmamak gerekir.
Yığma Binalarda Onarım Yöntemleri
Mühendisler artık yığma yapıları güçlendirmek için daha gelişmiş teknikler kullanıyorlar. Bu teknikler arasında çatlak onarımı özellikle olarak küçük sorunların giderilmesinde tercih ediliyor. Çimento şerbeti ve enjeksiyonu, küçük çatlak ve boşlukların onarımında kullanılır, ancak yüksek riskli yapılar için tek başına yeterli değildir. Bu enjeksiyonlar duvarın içindeki boş alanları doldurarak duvarın sağlam kalmasını sağlıyor. Aynı zamanda epoksi reçinesinin kullanımı ve sıva sökülmesi de yığma yapılarda güçlendirme işlemlerinde kullanılıyor. Bazen ise duvarın yüzeyine çelik hasır donatısını yerleştirip üzerine püskürtme betonunu kaplarlar. Hem dayanıklılığını hem de esnekliğini artırabilirler.
Ahşap Binalarda Uygulanan Bina Güçlendirme Teknikleri
Bina güçlendirme işlerinde çeşitli güçlendirme teknikleri uygulanabilmektedir. Betondan olan bir binayla ahşap bir binanın arasında belirgin değişiklikler vardır. Bu yüzden güçlendirme yöntemleri de değişkenlik göstermektedir. Ahşap yapıların güçlendirme işleri sadece depremler için değildir. Ayrıca mühendisler yangın gibi olaylar için önleyici çalışma yapar. Sel gibi felaketlerde belirleyici olabilir ve çevresel faktörler dikkate alınmalıdır. Dolayısıyla ahşap binanın güçlendirme işleri sadece yıkılmalara odaklanmak anlamına gelmez. Binanın temelinden güçlendirilmesiyle beraber kirişlerin onarımları da gerçekleştirilmektedir. Denge güvence altına alınır. Eksik malzemelerin yerine konulması gibi adımlar uygulanmaktadır.
Ahşap Binalarda Yangın ve Suya Karşı Önlemler
Ahşap yapılar için yangın riski deprem kadar büyük bir tehdit olarak kabul edilmektedir. Uzmanlar güçlendirme çalışmaları yaparken ahşap binaları yangına karşı korumak için önlem alırlar. Ekipler ahşap yüzeyleri özel “yangın geciktirici” boyalar veya vernikler ile kaplar. Bu kaplamalar alev almayı geciktirerek yangının yayılma hızını azaltır. Ayrıca ekipler elektrik sistemleri değiştirerek kısa devre kaynaklı yangın riskini azaltır. Ahşap elemanlar suya karşı dayanıklılığı artırmak için özel emprenye maddeleri kullanılmaktadır. Ahşap yapıların ömrünü uzatmak ve güvenliğini sağlamak için alınan bu tedbirler oldukça etkilidir.
Tarihi Yapılarda Uygulanan Bina Güçlendirme Teknikleri
Tarihi yapıların güçlendirilmesinde modern yapılarınkinden farklı bir yaklaşımın benimsenmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Amacımız sadece binayı güvenli hale getirmek değildir. Bunun yanında yapının tarihsel ve mimari önemini de korumaktır. Restoratörler uluslararası koruma ilkelerine uyum sağlayarak bu amaca ulaşmaya çalışırlar. Örneğin ‘Venedik Tüzüğü’. Bu ilkeler ‘minimum müdahaleye ve geri dönebilirlik‘ prensiplerine dayanır. Yani restorasyon çalışmalarında en az müdahaleye ve sökülmeye uygun işlevler tercih edilmektedir. Bu sebeple tarihi yapıların güçlendirilmesinde modern çimento bazlı harçlar kullanmak yerine başka yöntemler tercih edilmektedir. Tarihi yapılarda hidrolik kireç ve horasan harcı gibi malzemelerin yanında çelik, karbon fiber veya FRP gibi sökülebilir destekler de kullanılabilmektedir. Bu sayede orijinal yapının kimyasal ve mekanik olarak daha iyi uyum sağlamasına yardımcı oluyorlar.
Riskli Binalarda Dikkat Edilmesi Gerekenler
Riskli bina güçlendirmesinde öncelikli olarak uzman bir firmanın görev alması gereklidir. Doğru malzemelerin kullanımı da büyük önem taşır. Kaliteli malzemelerin tercih edilmesinin daha başarılı sonuçlar doğurduğu söylenebilir. Hem de depremin zararlı etkilerinden mülkiyet sahiplerini koruduğu söylenebilmektedir. Uygulanan bina güçlendirme teknikleri de riskli bina güçlendirilmesinde ne kadar değerli olduğu da göze çarpıyor. Mülkiyet sahiplerinin uygulanan metotlara, firmalara ve malzemelere dikkat ettiği bilinen bir gerçektir. Bu süreç en iyisini sağlamaya yönelik olup yapılacak en doğru adımdır. Binanızın güvenliğini sağlamak için bina güçlendirme çalışması yaptırabilirsiniz.
Sonuç: Doğru Bina Güçlendirme Tekniğinin Seçimi
Mühendisler seçim sonucunun bir binanın zemin yapısına ve mevcut durumuna bağlı olarak değişebileceğine dikkat çeker. Beton kalitesine göre uygun bina güçlendirme teknikleri seçilmesinin önemli olduğu belirtilmektedir. En güvenilir yapı güçlendirme yöntemleri bile doğru analiz ve uzman uygulama ile başarılı olur. Mülkiyet sahiplerinin bu süreçte bilinçli adımlar atması ve uzman desteği alması kritik bir detaydır. Fiber desteklemenin yanı sıra kolon güçlendirme teknikleri gibi metotlar da yüklenici firmalar tarafından belirlenmektedir. Titizlik ile uygulanır. Bu yöntemler sayesinde yapıların dayanıklılığı en üst seviyeye çıkarılmaktadır. Bu çalışmalar deprem riskine karşı alınabilecek en etkin önlem olarak görülmektedir.
Youtube videolarımızı izlemek için tıklayınız.
Daha fazla bilgi almak ve bizimle iletişime geçmek için tıklayınız.