info@besoglu.com 0 532 517 57 48

Döşeme Güçlendirme Uygulamaları

Döşeme Güçlendirme Yöntemleri ve Teknolojileri

Türkiye’deki deprem riski nedeniyle döşeme güçlendirme çalışmaları büyük önem taşıyor. Mühendisler, farklı yöntemlerle bu süreci yönetiyor. Bu yöntemler arasında karbon fiber, çelik levha ve enjeksiyon teknikleri öne çıkıyor. Ayrıca, yapıya fazla yük bindirmeden mukavemet artışı sağlanıyor. Şimdi kullanılan başlıca teknikleri detaylı şekilde açıklıyorum.

döşeme güçlendirme

Karbon Fiber (CFRP) ile Döşeme Güçlendirme

Mühendisler, karbon fiber şeritleri betonarme döşeme altına epoksi ile yapıştırıyor. Böylece taşıma kapasitesi yükseliyor. Karbon fiber, çeliğe göre daha hafif ve daha dayanıklı özellikler taşıyor. Bu malzeme, yüksek çekme dayanımı sayesinde öne çıkıyor. CFRP şeritler, beton yüzeye yapışarak kompozit tabaka oluşturuyor. Ayrıca, döşemenin eğilme ve kesme direncini artırıyor. Bu sistem, kolon ve kirişlerde de kullanılabiliyor.

döşeme güçlendirme hizmeti

Karbon fiber, yapıya ek yük bindirmiyor. Aynı zamanda korozyona karşı dayanıklılık gösteriyor. Hafif olması uygulamayı kolaylaştırıyor. Görünüm olarak da yapı estetiğini bozmuyor. Böylece, projelerde estetik ve dayanım dengeleniyor. Karbon fiberin farklı türleri mevcut. En güçlü formu karbon bazlı olandır. Cam veya aramid fiber alternatifleri de bulunuyor. Yine de mühendisler genelde karbon fiberi tercih ediyor.

Karbon fiber, hızlı uygulanabilmesiyle avantaj sağlıyor. Bu nedenle zaman sınırlı projelerde ilk sırada yer alıyor. Ayrıca, son yıllarda yaygın şekilde kullanılıyor. Çünkü uygulama süresi kısa ve performansı yüksek oluyor.

Çelik Levha ile Döşeme Güçlendirme

Mühendisler, çelik levhaları döşeme altına yapıştırarak güçlendirme sağlıyor. Epoksi esaslı yapıştırıcılarla bu işlem tamamlanıyor. Levhalar ayrıca cıvatalarla da sabitlenebiliyor. Bu yöntemle taşıma kapasitesi artıyor. Malzeme olarak çelik oldukça yaygın şekilde biliniyor. Ancak çelik, yapıya ciddi bir ek yük getiriyor. Aynı zamanda korozyona karşı korunması gerekiyor.

Karbon fiberle benzer şekilde uygulanıyor. Ancak çelik levhaların kalınlığı fazladır. Örneğin, 5 mm’lik bir levha, iki kat CFRP’ye denk gelebiliyor. Bu durumda, çelik levha uygulaması daha pahalı olabiliyor. Ayrıca uygulama süresi daha uzun sürüyor. Bu da projelerde zaman baskısı yaratan bir faktör oluşturuyor.

Çelik mantolama işlemi günler sürebiliyor. Karbon fiber ise birkaç saat içinde uygulanıyor. Bu fark, malzeme seçiminde etkili oluyor. Çelik levhalar, daha düşük malzeme maliyeti sunabiliyor. Ancak işçilik giderleri yüksektir. Bu yüzden toplam maliyet beklendiği kadar düşük olmayabiliyor.

Diğer Lifli Polimer (FRP) Sistemleri

Karbon fiber dışında cam elyaf (GFRP) ve aramid elyaf (AFRP) seçenekleri de bulunuyor. GFRP, karbon kadar dayanıklı değil. Ancak daha ekonomik bir çözüm sağlıyor. AFRP ise hafif yapısıyla dikkat çekiyor.

Bu malzemeler, karbon fiber gibi epoksi ile yapıştırılıyor. Döşeme ve diğer taşıyıcı elemanlara uygulanıyor. FRP sistemlerin temel avantajı korozyon yapmaması oluyor. Ayrıca yüksek mukavemet/ağırlık oranı sunuyor. Bu nedenle yapıya fazla yük getirmiyor.

Ancak bazı zayıf yönleri de bulunuyor. Özellikle UV ışınları ve yangın dayanımı konusunda dikkat gerekiyor. Dış mekânda kullanımda UV koruması şart oluyor. Aynı zamanda yangın dayanımı için uygun kaplamalar kullanmak gerekiyor.

Beton Enjeksiyonu (Epoksi Enjeksiyon) ile Güçlendirme

Epoksi enjeksiyonu, döşeme çatlaklarını onarmak için tercih ediliyor. Bu yöntemle beton kesit bütünlüğü yeniden sağlanıyor. Mühendisler, düşük vizkoziteli epoksi reçinelerini çatlaklara enjekte ediyor. Böylece boşluklar doluyor.

Epoksi enjeksiyon, tek başına taşıma kapasitesini artırmıyor. Bu nedenle genellikle güçlendirme öncesinde uygulanıyor. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği de bu sırayı öneriyor. Önce çatlaklar epoksiyle onarılıyor. Daha sonra asıl güçlendirme başlatılıyor.

Maliyet açısından epoksi enjeksiyon ekonomik kalıyor. Çünkü kullanılan malzeme miktarı sınırlı oluyor. Uygulama süresi de kısa sürüyor. Bu nedenle pek çok projede başlangıç aşaması olarak kullanılıyor.

Beton İlavesi ve Diğer Güçlendirme Yöntemleri

Bazı projelerde mühendisler döşemeye beton ilavesi yaparak taşıma kapasitesini artırıyor. Özellikle mevcut döşeme kalınlığını artırmak için bu yöntemi kullanıyorlar. Döşeme üstüne yeni beton tabakası dökerek kesiti büyütüyorlar. Aynı zamanda donatı ekleyerek yapının dayanımını artırıyorlar.

Bu yöntemin bir dezavantajı var. Yapıya ciddi miktarda ek yük biniyor. Ayrıca uygulama süresi uzuyor. Döşemenin altına çelik kiriş yerleştirerek de güçlendirme yapılabiliyor. Bu işlem açıklığın ortasına çelik profil yerleştirilerek gerçekleşiyor.

Yöntem mekanik olarak etkili olsa da bina kullanımını kesintiye uğratıyor. Ayrıca mimari düzeni değiştiriyor. Bu nedenlerle günümüzde bu tür ağır müdahaleler yerine CFRP yöntemleri öne çıkıyor. Çünkü karbon fiber daha hafif ve daha hızlı uygulanabiliyor.

Döşeme Güçlendirme Yöntemlerinin Karşılaştırılması

Karbon fiber ve FRP sistemleri pek çok avantaja sahip oluyor. Hafiflik, yüksek dayanım, hızlı uygulama gibi yönleriyle öne çıkıyorlar. Aynı zamanda korozyon riski bulunmuyor. Bu durum onları cazip hale getiriyor.

Çelik levha yöntemi ise daha ucuz malzeme sunabiliyor. Ancak ağır, işçilik yoğun ve korumaya ihtiyaç duyan bir yapıya sahip. Bu nedenlerle bazı durumlarda dezavantajlı olabiliyor.

Epoksi enjeksiyon, yapısal kapasiteyi artırmıyor. Ancak onarımda önemli rol oynuyor. Yapı bütünlüğünü sağlamlaştırmak için temel aşamada uygulanıyor. Mühendisler, projeye göre bu yöntemleri birlikte veya ayrı ayrı kullanabiliyorlar.

Türkiye’de Yapı ve Güçlendirme Mevzuatı

Türkiye’de güçlendirme projeleri, 2018 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’ne uygun şekilde gerçekleşiyor. Bu yönetmelik 2019 yılında yürürlüğe giriyor. Deprem güvenliğine yönelik performansa dayalı yaklaşımlar getiriyor. Yönetmelikte Bölüm 15, mevcut binaların değerlendirme ve güçlendirme kurallarını tanımlıyor.

Bir binanın deprem dayanımı, sadece Deprem Performans Analizi ile belirleniyor. Bu analiz sırasında yapıdan karot alınıyor. Ayrıca demir tespiti ve yapı modellemesi yapılıyor. Yüzeysel incelemelerle karar verilemiyor.

TBDY 2018, binaların hedeflenen performans seviyelerini belirliyor. Örneğin konutlar için “Can Güvenliği” ya da “Göçmenin Önlenmesi” hedefleri tanımlanıyor. Güçlendirme işlemleri bu hedeflere ulaşmak amacıyla yapılıyor.

Döşeme Güçlendirme ve Diyafram Davranışı

Yönetmelik, döşemelerin rijit diyafram davranışı göstermesini zorunlu kılıyor. Bu özellik, deprem yüklerinin katlar arasında dengeli dağılmasını sağlıyor. Eğer döşemeler yeterli rijitliğe sahip değilse, mühendisler CFRP gibi takviyeler ekliyor.

Kolon-kiriş birleşim noktaları da yönetmelikte dikkat edilen alanlardan biri oluyor. Eğer birleşim bölgelerinde süneklik ya da kesme kapasitesi sorunu varsa, güçlendirme şart hale geliyor.

TBDY 2018, yenilikçi tekniklere de kapı açıyor. Özellikle FRP malzemelerin kullanımı yasal zemin kazanıyor. Bu durum, modern yöntemlerin projelere entegre edilmesini kolaylaştırıyor.

FRP Detaylandırma Kuralları ve Uygulama Koşulları

Yönetmelik, FRP uygulamaları için detay kuralları belirliyor. Örneğin kolon köşelerine CFRP sarılacaksa köşeler yuvarlatılıyor. Minimum 30 mm yarıçapla pah oluşturmak gerekiyor. Aksi takdirde CFRP köşede zarar görebiliyor.

Uluslararası standartlar bu değeri genellikle 13 mm olarak belirliyor. Türkiye’deki yönetmelik daha güvenli değer öngörüyor. Bu sayede malzeme dayanımı ve uygulama kalitesi artıyor.

Yasal Çerçeve: 6306 Sayılı Kanun ve Riskli Yapılar

Türkiye’de güçlendirme süreci 6306 sayılı Kanun ile destekleniyor. Bu yasa, afet riski altındaki yapıların dönüşümünü düzenliyor. Eğer bina TBDY 2018’e göre yeterli performansı gösteremiyorsa iki seçenek doğuyor.

İlk seçenek güçlendirme projesi hazırlamak oluyor. İkinci seçenek ise binayı yıkıp yeniden yapmak. Güçlendirme tercih edilirse proje TBDY’ye uygun hazırlanıyor. Belediye onayından geçiyor. Sonrasında uygulama başlıyor.

Kamu binalarında bu süreç daha sıkı denetleniyor. Okullar ve hastaneler gibi yapılarda şartlara uyum zorunlu oluyor. Böylece deprem güvenliği sağlanıyor. Aynı zamanda can kaybı riskini azaltıyor.

Döşeme Güçlendirme Maliyetleri ve Uygulama Süreleri

Döşeme güçlendirme maliyeti birçok faktöre bağlı şekilde değişiyor. Yöntem seçimi, yapı durumu ve alan büyüklüğü bu faktörler arasında yer alıyor. Aynı zamanda proje detayları da maliyeti etkiliyor. Bu yüzden her uygulama için farklı bütçeler gerekiyor.

Karbon Fiber (CFRP) Güçlendirme Maliyeti

Karbon fiber yöntemi genellikle daha pahalı oluyor. Bunun temel nedeni, malzeme birim fiyatlarının yüksekliği oluyor. Epoksi ve karbon kumaşların fiyatı kaliteye ve üreticiye göre değişiyor. Tipik uygulamalarda metrekare başına 20–50 ABD doları harcanıyor.

Bu rakama işçilik de dahil oluyor. 2023 kuru dikkate alındığında bu tutar yaklaşık 500–1000 TL seviyesinde bulunuyor. Karmaşık projelerde bu rakam artabiliyor. Kolon sarımı ya da çok kat CFRP uygulaması gerekiyorsa 100–500 $/m² gibi rakamlar görülüyor.

Karbon fiberin önemli avantajlarından biri, iş süresinin kısa olması oluyor. Bu da şantiyede kesinti olmadan uygulama imkanı sağlıyor. Örneğin fabrika güçlendirmesinde üretim durmadan işlem yapılabiliyor. Bu durum işletme için büyük ekonomik avantaj getiriyor.

Ayrıca CFRP bakımı neredeyse hiç gerektirmiyor. Çelik gibi boya ya da korozyon önlemi gerekmiyor. Bu nedenle uzun vadede bakım maliyeti oluşmuyor. Uzun ömürlü olması sayesinde toplam maliyet avantajı doğuyor.

Çelik Levha Güçlendirme Maliyeti

Çelik levhaların birim fiyatı karbon fibere göre daha düşük oluyor. Ancak benzer taşıma kapasitesi elde etmek için daha fazla çelik gerekiyor. Bu da toplam maliyeti yükseltiyor. Örneğin, 5 mm kalınlığında çelik plaka, iki kat CFRP kadar güç sağlıyor.

Fakat uygulama süreci daha masraflı hale geliyor. Yerinde kesim, montaj, delme gibi işlemler zaman alıyor. Ayrıca çelik yüzey epoksiyle yapışıyor. Ancak genellikle mekanik bağlantılarla sabitleme de gerekiyor.

İskele kurma ve iş güvenliği önlemleri de maliyete dahil ediliyor. Bu işlemler birden fazla gün sürebiliyor. Ayrıca binada kullanım kesintisi yaratıyor. Çalışma sırasında alan boşaltılıyor. Bu da dolaylı ekonomik kayıplara neden oluyor.

Çelik malzemenin korozyon riski taşıması bakım zorunluluğu getiriyor. Bu nedenle zamanla boya ve koruyucu katman yenilemesi gerekebiliyor. Bu işlemler ek maliyet anlamına geliyor. Dolayısıyla çelik levhalar kısa vadede ucuz olsa da uzun vadede maliyetli hale geliyor.

Epoksi Enjeksiyon Maliyeti

Epoksi enjeksiyon genellikle uygun maliyetli bir yöntem oluyor. Malzeme ve işçilik açısından düşük bütçeyle tamamlanabiliyor. Maliyet, çatlak sayısına ve reçine miktarına göre belirleniyor.

Bu işlem genellikle metrekare değil, metre bazlı hesaplanıyor. Her çatlak için harcanan reçine ayrı fiyatlanıyor. Sadece onarım yapılacaksa bu yöntem ekonomik kalıyor. Ancak yapısal kapasiteyi artırmadığı unutulmamalı.

Bu yüzden enjeksiyon, çoğunlukla diğer güçlendirme teknikleriyle birlikte uygulanıyor. Projelerde hasar onarımı aşamasında ilk adım olarak kullanılıyor. Yani etkili ve ekonomik bir hazırlık yöntemi oluyor.

Beton İlavesi ve Kalınlaştırma Maliyetleri

Beton kalınlaştırma, malzeme açısından düşük maliyetli bir çözüm sunuyor. Ancak işçilik süresi ve bina boşaltma zorunluluğu masrafı artırıyor. Örneğin, alttan shotcrete yöntemiyle uygulama yapıldığında maliyetler hesaplanıyor.

Shotcrete uygulaması, malzeme olarak metrekare başına yaklaşık 200–300 TL olabiliyor. Ancak tavan çalışması gerektiği için daire boşaltılıyor. Bu da taşınma ve konaklama gibi dolaylı masrafları getiriyor.

Ayrıca işlem sonrası boya ve tadilat ihtiyacı doğuyor. Tüm bu nedenlerle beton kalınlaştırma toplam maliyette yüksek seviyeye ulaşıyor. Uygulama süresi de haftaları bulabiliyor. Bu durum birçok kullanıcı için tercih dışı kalabiliyor.

CFRP bu noktada avantaj sağlıyor. Çünkü hem kısa sürede uygulanıyor hem de binada yaşam devam ediyor. Bu sayede kullanıcı rahatsız olmuyor. İşin toplam süresi ve maliyeti düşüyor.

Ekonomik Karşılaştırma ve Karar Süreci

Karbon fiber güçlendirme başlangıçta pahalı gibi görünüyor. Ancak sunduğu avantajlarla uzun vadede maliyetleri düşürüyor. Can güvenliği açısından da büyük katkı sağlıyor. Binayı yıkmadan güçlendirmek bu yöntemle mümkün oluyor.

İleri mühendislik bilgisi gerektirse de pratikte uygulanabilirlik oranı yüksek oluyor. Özellikle üretimin durmasının pahalıya mal olduğu tesislerde tercih ediliyor. Aynı zamanda kullanıma açık kalması gereken binalarda da bu sistem etkili oluyor.

Öte yandan çelik levha ya da betonarme yöntemler ilk bakışta daha ucuz görünüyor. Ancak toplam maliyette bu fark kapanıyor. İşçilik, boşaltma, bakım ve zaman kaybı gibi faktörler hesaplandığında bu fark dengeleniyor.

Karar verirken mühendisler birçok unsuru birlikte değerlendiriyor. Yalnızca malzeme fiyatı değil, uygulama süresi, kullanıcı tahliyesi ve bakım gibi başlıklar dikkate alınıyor. Ayrıca yapı ömrü üzerindeki etkisi de göz önünde tutuluyor.

Yerel Yönetim Teşvikleri ve Devlet Destekleri

Türkiye’de bazı belediyeler karbon fiber yöntemini destekleyen projeler geliştiriyor. Bu destek, güçlendirme uygulamalarını hızlandırmayı amaçlıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu konuda öncü adımlar atıyor.

Örneğin 2023 yılında yeni bir finansman modeli açıklanıyor. Bu modele göre, karbon fiberle güçlendirme isteyen vatandaşlara mali yardım yapılıyor. Bedelin belediye tarafından karşılanması ve sonrasında geri ödenmesi planlanıyor.

Bu sistemle yöntem daha ulaşılabilir hale geliyor. Vatandaşlar maliyetten çekinmeden yapısını güçlendirme kararı alabiliyor. Ayrıca, uygulamalar standart hale gelerek kalitede artış sağlanıyor.

Bu tür projeler, karbon fiberin yaygınlaşmasını hızlandırıyor. Böylece Türkiye’de daha fazla yapı depreme karşı direnç kazanıyor. Aynı zamanda sektör içinde modern yöntemlerin kabulü artıyor.

Döşeme Güçlendirme Uygulama Örnekleri (Türkiye)

Türkiye’de çok sayıda döşeme güçlendirme uygulaması gerçekleşiyor. Hem akademik projelerde hem de sahada bu örneklere rastlanıyor. Bu örnekler, yöntemin başarısını gözler önüne seriyor.

Hatay’daki Karbon Fiber Güçlendirme (2009)

2009 yılında Hatay’da bir binada CFRP yöntemi uygulanıyor. Bu bina, deprem sırasında çevredeki birçok yapının aksine ayakta kalıyor. Uygulama Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden bir profesörün liderliğinde yürütülüyor.

Bina çevresindeki yapılar hasar alırken bu yapı sağlam kalıyor. Uzmanlar bu farkı doğrudan karbon fiber takviyeye bağlıyor. Böylece CFRP’nin pratikteki başarısı net şekilde ortaya çıkıyor.

Bu örnek, Türkiye’de FRP kullanımının artmasına katkı sağlıyor. Aynı zamanda kamuoyunun konuya ilgisini yükseltiyor. Güçlendirme kararı alan bireyler CFRP’ye daha fazla yöneliyor.

İstanbul Sapphire Gökdeleni

İstanbul’daki Sapphire gökdeleni 54 katlı bir yapı oluyor. Proje aşamasında yapının kolon ve perdeleri CFRP ile güçlendiriliyor. Böylece yüksek mukavemetli ama hafif bir yapı elde ediliyor.

2011 Van Depremi sonrasında bina yeniden değerlendiriliyor. Bazı kolonlara ilave CFRP sarımı yapılıyor. Bu sayede yapının deprem güvenliği daha da artıyor.

Bu uygulama, modern yapılarda CFRP’nin nasıl kullanıldığını gösteriyor. Hem yeni tasarımlarda hem de güçlendirme amacıyla bu sistem uygulanabiliyor. Bu yönüyle önemli bir örnek teşkil ediyor.

Ayasofya Müzesi Güçlendirmesi

Ayasofya, 1999 depreminden sonra güçlendirme sürecine giriyor. Bu süreçte kubbe ve kemerlerde CFRP şeritler kullanılıyor. Malzeme, taş ve tuğla yapı ile uyum içinde çalışıyor.

CFRP, yapının çatlaklarını sarmak ve taşıyıcı elemanlarını güçlendirmek için uygulanıyor. Hafifliği sayesinde tarihi yapıya zarar vermiyor. Aynı zamanda görünüm üzerinde olumsuz etkisi olmuyor.

Bu örnek, CFRP’nin sadece betonarme değil, tarihi yapılarda da işe yaradığını gösteriyor. Bu nedenle koruma ve güçlendirme işlemleri birlikte yürütülebiliyor. Restorasyon uzmanları bu yöntemi tercih ediyor.

Yerel Yönetim Projeleri ve Kentsel Güçlendirme Uygulamaları

Türkiye’de birçok belediye ve üniversite güçlendirme projelerinde iş birliği yapıyor. Özellikle 1999 Marmara Depremi sonrasında İstanbul ve Kocaeli gibi şehirlerde uygulamalar hız kazanıyor. Kamu binaları, okullar ve hastaneler bu çalışmaların önceliğini oluşturuyor.

İlk zamanlarda beton mantolama ve çelik çapraz yöntemleri kullanılıyor. Ancak son yıllarda CFRP uygulamaları öne çıkıyor. Karbon fiber, hafifliği ve hızlı uygulanabilirliği nedeniyle tercih ediliyor. Bu yöntem, mevcut yapıları boşaltmadan da uygulanabiliyor.

2020’li yıllarda İstanbul Büyükşehir Belediyesi, karbon fiber yöntemini desteklemeye başlıyor. Bazı konut binalarında pilot uygulamalar gerçekleştiriliyor. 2023 itibarıyla daha kapsamlı bir plan devreye alınıyor.

Bu plan, belediye finansmanı ile vatandaşların maliyet yükünü azaltıyor. Geri ödeme modeli sayesinde uygulama kolaylaşıyor. Böylece çok sayıda bina bu destekle güçlendiriliyor.

Özellikle Bakırköy ve Kadıköy ilçelerinde karbon fiber uygulamaları dikkat çekiyor. Bu bölgelerde bina sakinleri kendi girişimleriyle süreci başlatıyor. Belediyenin onayı ile profesyonel uygulamalar gerçekleşiyor.

Ayrıca üniversiteler teknik araştırma projeleri yürütüyor. Bu projeler hem laboratuvarda hem sahada sürdürülüyor. İstanbul Teknik Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi bu alanda öne çıkıyor. Pilot çalışmalar, FRP sistemlerin performansını bilimsel verilerle ortaya koyuyor.

Döşeme Güçlendirme Uygulamalarında Sonuç ve Gelecek Perspektifi

Türkiye’de döşeme güçlendirme uygulamaları önemli bir gelişim süreci geçiriyor. Hem teknolojik hem de yasal alanda ilerlemeler yaşanıyor. CFRP gibi modern sistemler artık mühendislik hesaplarında yer alıyor.

Yönetmelikler, bu yeni yöntemlerin standartlara uygun şekilde uygulanmasını sağlıyor. 2018 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği bu sürece katkı veriyor. Malzeme seçiminden uygulama detaylarına kadar her unsur düzenleniyor.

Maliyet analizleri, CFRP’nin başlangıçta yüksek bir yatırım olduğunu gösteriyor. Ancak uzun ömürlü ve bakım gerektirmeyen yapısıyla ekonomik fayda sağlıyor. Zaman kazandırıyor, iş gücü maliyetini düşürüyor ve kullanıcı konforunu koruyor.

Gerçek uygulama örnekleri, bu yöntemin sahadaki başarısını kanıtlıyor. Hatay’daki bina, Sapphire gökdeleni ve Ayasofya gibi yapılar örnek teşkil ediyor. Ayrıca yerel yönetimlerin destekleri yöntemin yaygınlaşmasını hızlandırıyor.

Sonuç olarak, döşeme güçlendirme gelecekte daha yaygın hale geliyor. Karbon fiber gibi teknolojiler yapıların ömrünü uzatıyor. Aynı zamanda insanların yaşam güvenliğini artırıyor. Bu gelişmeler, Türkiye’nin deprem direncini yükseltmekte büyük rol oynuyor.

Youtube videolarımızı izlemek için buraya tıklayınız.

Daha fazla bilgi almak ve bizimle iletişime geçmek için buraya tıklayınız.