Türkiye yer yapısı nedeniyle Alp-Himalaya sistemi içinde bulunur. Dünyanın en çok deprem yaşanan kuşaklarından biridir. Türkiye’nin konumu ülkenin doğusundan batısına kadar etkiler. Hemen her bölgeyi farklı seviyelerde deprem tehlikesiyle karşı karşıya bırakır. Batı Karadeniz Bölgesi’nin sahilinde Bartın yer alır. Doğal güzellikleriyle tanınan Bartın, genellikle deprem riskinden uzak ve güvenli bir bölge olarak algılanmaktadır. Ancak yer bilim verileri, eski deprem kayıtları ve güncel fay haritaları; bu algının yanıltıcı olabileceğini göstermektedir. Bu veriler, Bartın deprem riski ve önlemlerinin elden bırakılmaması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Risk; hem şehir sınırları içindeki yerel fay zonları, hem de Karadeniz açıklarındaki deniz fay sistemlerinin etkisiyle şekillenmektedir. Bu nedenle konu ciddidir. Yerbilimciler; 1968 yılında yaşanan büyük depremin, Bartın’ın sismik potansiyelini kanıtladığını belirtmektedir. Uzmanlar ayrıca riske karşı her zaman hazırlıklı olunması gerektiğini vurgular.
Deprem, durdurulamayan bir doğa olayıdır. Ancak depremin felakete dönüşmesi; insan hazırlıkları, yapı kalitesi ve doğru yerleşim planları ile engellenebilir. Bartın 1. derece deprem bölgesi değildir. Kuzey Anadolu Fay Hattı’na mesafeli olsa da, bu durum Bartın’ı tamamen güvenli kılmaz. Bölgenin tektonik dinamikleri ve zemin yapısı, sismik riski artıran faktörlerdir. Bilim insanları bölgedeki fayların hızını izler. Bölgedeki fayların enerji biriktirme hızı ve potansiyeli sürekli izlenmektedir. Bartın deprem riski analizi sadece karadaki fay hatlarını kapsamaz. Karadeniz tabanındaki sismik aktiviteyi de kapsar. Analiz süreci; zemin sıvılaşması ve heyelan riski dahil olmak üzere tüm bu unsurları kapsamalıdır. Bartın’da deprem riskini küçümseyerek “burada deprem olmaz” diyen bir kesim mevcuttur. Bu düşünce terk edilmeli, bilimsel veriler ışığında mühendislik kurallarına sıkı sıkıya bağlı kalınarak güvenli bir gelecek inşa edilmelidir.
Bartın Deprem Riski: Tektonik Konumu ve Fay Sistemleri
Bartın’ın tektonik konumu önemlidir. Bölgenin yer kabuğundaki hareketleri ve kırılma hatlarını gösterir. Fay sistemleri, yer kabuğundaki hareketlerin nerede ve nasıl gerçekleştiğini ortaya koyar. Şimdi Bartın’ın tektonik konumu ve fay sistemlerini inceleyelim.
Batı Pontid kuşağında yer alan Bartın’ın sismik özellikleri, bu kuşağın konumuyla belirlenir. Batı Pontid kuşağı KAF’ın kuzeyindedir. KAF’ın kuzeyinde bulunan bu bölge, daha az kırılmış bir parça olarak kabul edilse de aktif kırıklar barındırmaktadır. Şehrin deprem riskini belirleyen en önemli unsur Bartın Fayı’dır. Bartın Fayı Karadeniz kıyısına paralel uzanan bir bindirme fay. Bir bindirme (ters) fay olan Bartın Fayı, sıkışma rejiminin bir sonucudur. Bartın il merkezi ve Amasra ilçesi etki altındadır. Bartın il merkezi ve Amasra bu fayın etkisi altındadır; nitekim 1968 depremi de bu mekanizma tarafından üretilmiştir.
Karadeniz’in derinlerinde ve kıyıya yakın bölgelerde faylar bulunmaktadır. Kıyıya yakın deniz fayları da büyük bir tehdit oluşturuyor. Kıyıya yakın deniz fayları, karadaki yerleşim yerleri için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bilim insanları Karadeniz tabanının sessiz olmadığını söyler. Bilim insanları, Karadeniz tabanının zaman zaman sismik enerji açığa çıkardığını belirtmektedir. Bartın’daki deprem riski, deniz ve kara faylarının etkileşiminden kaynaklanmaktadır. Uzmanlar bu fayların ne zaman kırıldığını inceler. Uzmanlar, fayların kayma hızlarını inceleyerek risk haritalarını sürekli güncellemektedir.
1968 Bartın Depremi: Tarihsel Bir Uyarı
Bir bölgenin deprem riskini anlamak için tarihsel hafızayı tazelemek gerekir. Bartın tarih boyunca birçok sarsıntı gördü. Modern zamanların en büyük ve yıkıcı sismik olayı, 3 Eylül 1968’de gerçekleşen Bartın Depremi’dir. Bartın Depremi 6.5 büyüklüğündeydi. Bazı kaynaklarda 6.8 olarak geçer. Bartın Depremi Amasra açıklarında denizde meydana geldi. Deprem, Bartın ve çevresinde büyük yıkıma yol açmıştır. 29 vatandaşımızın hayatını kaybettiği ve yüzlerce binanın yıkıldığı felaket; Karadeniz kıyılarının sismik açıdan aktif olduğunu dünyaya göstermiştir. Sismik açıdan aktif olduğunu dünyaya gösterdi.
1968 depremi sadece sarsıntı ile sınırlı kalmayıp, aynı zamanda bir tsunami yaratmıştır. Deprem sonrası denizde dalgalar kıyıya çarptı. Su seviyesi yükseldi. Bu olay, Bartın’da deprem riski incelenirken tsunami ihtimalinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlatmaktadır. 1968 depremi zamanındaki yapıların yığma olması can kaybını azalttı. Ahşap olması belki can kaybını azalttı. Ancak günümüzdeki betonarme binaların benzer bir depremde nasıl davranacağı, mühendislik analizleriyle belirlenmelidir. Bu durum, detaylı mühendislik analizleriyle belirlenmelidir.
Bartın Deprem Riski: Zemin Yapısı ve Bartın Çayı Havzası
Depremin yıkıcılığı, hiç şüphesiz binanın oturduğu zemine doğrudan bağlıdır. Coğrafi açıdan bakıldığında Bartın şehir merkezi; Bartın Çayı, Kocanaz Çayı ve Bartın Suyu’nun oluşturduğu geniş bir vadi üzerine kurulmuştur. Ne var ki, bu vadi “alüvyon” adı verilen genç ve gevşek jeolojik çökellerden oluşmaktadır. Yapısal olarak alüvyon zemin; kum, kil, çakıl ve silt karışımından meydana gelmektedir. Bilinmelidir ki, alüvyon zemin deprem dalgalarını sönümlemek yerine büyütür. Öyle ki, Bartın merkezindeki alüvyon zeminlerde sarsıntı, kayalık zeminlere göre iki-üç kat daha şiddetli hissedilebilir.
Bununla birlikte, Bartın Çayı havzası yüksek yeraltı suyu seviyesine sahiptir. İşte bu yüksek su seviyesi, zemin mekaniği açısından ciddi bir sıvılaşma riskini beraberinde getirir. Zira, deprem sarsıntısı sırasında suya doygun kumlu ve siltli zeminler, taşıma kapasitesini kaybederek adeta sıvı gibi davranır (sıvılaşma). Bu kritik durumda, binalar zemine batabilir, yan yatabilir ya da temelleri ağır zarar görür. Özellikle Yalı mevkii, Kemerköprü ve nehir kenarındaki yerleşimlerde sıvılaşma riski çok daha yüksektir. Bu nedenlerle, risk analizlerinde zemin etütleri alan bazında detaylı olarak yapılmalıdır. Sonuç olarak, sıvılaşma riski taşıyan bölgelerde; jet grout veya kazık gibi zemin iyileştirme yöntemlerinin uygulanması hayati derecede şarttır.
Bartın Deprem Riski: İlçe Bazlı Risk Değerlendirmesi
Bartın’ın ilçeleri, fay hatlarına olan mesafeleri ve zemin yapıları nedeniyle farklı risk profillerine sahiptir. Risk profillerinin farklılığı nedeniyle yerel yönetimler, her bölgeye özgü önlemler almalıdır.
- Bartın Merkez: Şehir merkezi, Bartın Fayı’na yakınlığı nedeniyle risklidir. Ayrıca alüvyon zemindeki yoğun yapılaşma, bölgeyi en yüksek risk grubuna sokmaktadır. Zemin büyütmesi ve sıvılaşma riski, merkezdeki çok katlı binalar için ciddi bir tehdit oluşturur.
- Amasra: Tarih ve turizm açısından önemli bir merkezdir. 1968 depreminin merkez üssüne en yakın yerleşim birimi olması, deprem tehlikesini artırmaktadır. Yarımadadaki kayalık zemin Amasra’ya bir avantaj verir. Ama kıyı şeridindeki dolgu alanları ve eski binalar risk oluşturur. Ayrıca tsunami riski Amasra’da daha belirgindir.
- Ulus: Bartın’ın iç kesimlerinde yer alan ilçe Ulus dağlık ve kayalık bir zemin yapısına sahiptir. Ancak ilçe sınırları içinde geçen kırıklar vardır. Ancak tali kırıklar ve heyelan potansiyeli, ilçedeki riski canlı tutmaktadır.
- Kurucaşile: Ahşap tekne yapımıyla tanınan bir ilçedir. Bir sahil ilçesidir. Deniz faylarının etkisi altında olan ilçe; dik yamaçları nedeniyle heyelan ve kaya düşmesi riski taşımaktadır.
Bartın Deprem Riski: Yapı Stoğu ve Kentsel Dönüşüm İhtiyacı
Bir şehrin deprem riskini belirleyen en önemli faktör, mevcut yapı stoğunun kalitesidir. Bartın’daki yapılaşma, 1999 öncesi ve sonrası olmak üzere iki döneme ayrılır. Şehir merkezinde, özellikle Kırtepe ve Kemerköprü bölgelerinde; 1999 öncesi inşa edilmiş, mühendislik hizmeti almamış veya malzeme kalitesi düşük çok sayıda bina bulunmaktadır. Nervürsüz demir ve düşük kaliteli beton kullanılan bu binalarda korozyon sorunu yaygındır. Bu yapılar, olası bir depremde en zayıf halkayı oluşturmaktadır.
Kentsel dönüşüm, Bartın’da deprem riskine karşı en etkili çözüm yoludur. İl Müdürlüğü ve Bartın Belediyesi iş birliğiyle riskli binalar tespit edilerek yenilenmektedir. Özellikle nehir kenarındaki eski binalar önemlidir. Özellikle nehir kenarındaki eski yapılar ve zemin katı zayıf olan ticari binaların dönüştürülmesi hayati önem taşımaktadır. Yeni binalarda 30 sınıfı ve üstü beton zorunludur. Nervürlü demir zorunlu ve denetim sistemi sıkı çalışıyor. Güvenli binalar için olumlu bir adım.
İkincil Afetler: Heyelan ve Kaya Düşmesi
Bartın coğrafyası; dik yamaçlar, derin vadiler ve yoğun ormanlık alanları bir arada barındırır. Bölgenin bol yağış alması, toprağın suya doygunluğunu artırır. Deprem sarsıntısı, suya doygun ve eğimli yamaçlarda dengeyi bozar ve heyelanları tetikler. “Deprem tetikli heyelanlar” yolların kapanmasını ve yamaç altındaki evlerin zarar görmesini tetikler. Kırsal mahallelerde ve karayolu geçişlerinde risk yüksek.
Özellikle Amasra ve Kurucaşile yolundaki dik yamaçlarda kaya düşmesi riski bulunmaktadır. Özellikle Amasra ve Kurucaşile yolundaki dik yamaçlarda kaya düşmesi riski mevcuttur. Tespit edilen riskli bölgelerde; çelik ağ, bariyer veya istinat duvarı uygulamaları yapılır. Senaryolara sadece bina yıkımları değil, bu tip jeolojik riskler de eklenmelidir. Afet lojistiğinin sürekliliği için alternatif yol güzergahları belirlenmelidir.
Tsunami Riski ve Kıyı Güvenliği
Karadeniz kapalı bir iç deniz olmasına rağmen tsunami potansiyeli taşımaktadır. Tarihsel kayıtlarda; 1939 Erzincan ve 1968 Bartın depremleri sonrasında kıyılarda su seviyesi değişiklikleri olduğu belirtilmektedir. Sinop ve Bartın açıkları, deniz altında heyelan riski taşıyan dik yamaçlara sahiptir. Depremle tetiklenen deniz altı heyelanları, yerel tsunamileri oluşturur.
İnkumu, Amasra ve Çakraz gibi sahil beldeleri, yaz aylarında yüksek nüfus yoğunluğuna ulaşır. Olası bir tsunami, bu bölgeler için ciddi bir tehlike oluşturur. Kıyı şeridindeki tesisler ve kıyı sakinleri tehlikeye girebilir. Risk yönetiminde kıyı planlaması ve erken uyarı sistemleri kritik öneme sahiptir. Kandilli Rasathanesi ve AFAD, bu konuda izleme çalışmaları yürütmektedir.
Bartın Deprem Riski: Sanayi ve Liman Tesislerinin Güvenliği
Bartın; hiç kuşkusuz limanı ve Organize Sanayi Bölgesi (OSB) ile önemli bir ticaret merkezidir. Özellikle sahip olduğu bu altyapı ile, Batı Karadeniz’in stratejik ticaret merkezlerinden biri konumundadır. Bu bağlamda, Bartın Limanı ve çevresindeki depolama alanları, deprem güvenliği açısından büyük önem taşır. Zira, liman rıhtımları ve dolgu alanları mutlaka sarsıntıya ve sıvılaşmaya karşı dayanıklı olmalıdır. Aksi takdirde, limanın hasar görmesi; hem lojistik bağların kopmasına hem de ciddi ekonomik kayıplara yol açabilir.
Benzer şekilde, sanayi tesislerindeki kimyasal depolar, enerji hatları ve makineler de depreme karşı güvenli hale getirilmelidir. Bu amaçla mühendisler; sanayi tesislerini, depoları ve hatları titizlikle inceleyerek kapsamlı güçlendirme planları hazırlar. Çünkü, deprem sonrası sanayi ve ticaretin sürekliliği, şehrin toparlanması için tartışmasız hayati önem taşır.
AFAD ve Acil Durum Yönetimi
AFAD Bartın İl Müdürlüğü, İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) çerçevesinde şehri olası bir depreme hazırlamak için faaliyetlerini sürdürmektedir. Plan kapsamında; toplanma alanları belirlenmekte ve barınma merkezleri planlanmaktadır ayrıca lojistik depolar hazırlanmaktadır.
AFAD; diğer kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içinde düzenli tatbikatlar gerçekleştirmektedir. Bu sayede ilin afet hazırlık seviyesi test edilmektedir.
Afet yönetiminin hiç şüphesiz temel taşı olan toplumsal bilinçlenme kapsamında; başta okullar olmak üzere, iş yerlerinde ve halk eğitim merkezlerinde kapsamlı deprem eğitimleri verilmektedir. Bu hayati eğitimler, vatandaşların “Çök-Kapan-Tutun” gibi doğru davranış modellerini refleks haline getirmesini sağlar. Buna paralel olarak, yürütülen bu çalışmalar; her hanenin, içinde temel malzemelerin bulunduğu bir deprem çantası hazırlamasını şiddetle teşvik eder. Diğer taraftan, eşyaların sabitlenmesi ve aile afet planlarının yapılması da hayati önem taşır; zira aile afet planı, afet anında aile bireylerinin yapması gerekenleri net bir şekilde belirler. Sonuç olarak, bilinçli bir toplum; Bartın’ın deprem riski karşısında can kaybını azaltan tartışmasız en önemli faktördür.
Bartın Deprem Riski: Mühendislik Çözümleri ve Zemin İyileştirme
Bilim ve mühendislik rehberliğinde güvenli bir şehir inşa etmek mümkündür. Bartın’da inşa edilen her bina; zemin etüdünden iskan aşamasına kadar sıkı bir denetimden geçmektedir. İnşaat mühendisleri, bina dayanıklılığını hesaplarken güncel Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği kurallarını uygular. Özellikle Bartın Çayı kenarındaki alüvyonlu zeminlerde, sıvılaşma riskine karşı önlem alınmalıdır. Bu bölgelerde jet grout veya fore kazık gibi zemin iyileştirme yöntemleri zorunlu tutulmalıdır.
Perde beton kullanımı, binanın yatay deprem yüklerine karşı direncini artırır. Bartın’da yeni projelerde perde beton oranını artırmak gerekir. Betonun kürü, demir işçiliği ve su yalıtımı; binanın ömrünü ve dayanıklılığını belirleyen unsurlardır. Mühendislikten taviz vermek, gelecekteki felaketlere davetiye çıkarmak demektir.
Bartın Deprem Riski: Gelecek Projeksiyonları ve Sonuç
Bilimsel veriler, Karadeniz havzasındaki tektonik hareketliliğin devam ettiğini göstermektedir. Bu veriler, Bartın’ın da risk çemberi içinde olduğunu doğrulamaktadır. Depremin zamanı önceden bilinemese de, nerede olabileceği tahmin edilebilir. Ayrıca olası etkileri öngörülebilir. Bartın halkı ve yöneticileri, deprem gerçeğini kabul ederek hazırlıklarını “yarın deprem olacakmış gibi” sürdürmelidir.
Sağlam zemin üzerine, doğru mühendislik ve kaliteli malzeme ile inşa edilen binalar depreme karşı en büyük güvencedir. Kentsel dönüşümün hızlanması, tavizsiz yapı denetimi ve artan toplumsal bilinç artar. Kentsel dönüşüm, yapı denetimi ve toplumsal bilinç; Bartın’ı daha güvenli bir geleceğe taşıyacaktır. Bartın’ı daha güvenli bir geleceğe taşıyacaktır. Bartın’ın deprem riski, yönetilebilir ve kontrol edilebilir bir süreçtir. Geçmişten ders alarak ve bilimin ışığında atılan her adım hayat kurtarır. Unutulmamalıdır ki can kayıplarının asıl nedeni deprem değil, ihmal ve tedbirsizliktir. Güvenli, huzurlu ve sağlam bir Bartın için harekete geçmek toplumsal bir sorumluluktur. Bu hedef, ancak ortak çaba ile mümkün olabilir.
Youtube videolarımızı izlemek için buraya tıklayabilirsiniz.
Daha fazla bilgi almak ve bizimle iletişim kurmak için buraya tıklayabilirsiniz.

