Ardahan Deprem Riski: Kuzeydoğu Anadolu’nun Sismik Gerçeği

Ardahan Deprem Riski: Kuzeydoğu Anadolu'nun Sismik Gerçeği

Bu Yazıyı Paylaş

Türkiye; konumu ve tektonik hareketleri nedeniyle, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya sistemi içerisinde yer almaktadır. Ülkenin doğusundan batısına kadar her bölge, farklı seviyelerde deprem riski altındadır. Doğu Anadolu’nun en kuzeydoğu ucunda Ardahan vardır. Yüksek dağları ve soğuk havasıyla tanınan Ardahan düşünülür. Genellikle ‘deprem riski düşük’ bir il olarak algılansa da; bilimsel veriler ve yeni deprem haritaları bu algının aksini göstermektedir. Bölgenin geçmişi incelendiğinde, Ardahan için ‘düşük deprem riski’ varsayımının yanıltıcı olduğu görülmektedir. Önlem alınması gerekir. Türkiye genelinde olduğu gibi Ardahan’da da deprem riski her zaman mevcuttur. Ardahan deprem riski, il merkezinden geçen büyük bir ana fay hattı olmasa da şekillenmektedir. Bu risk, çevredeki aktif fay sistemlerinin yarattığı deformasyon alanı içinde kalınmasından kaynaklanır.

Deprem yer kabuğunu hareket ettirir. Depremin bir felakete dönüşüp dönüşmeyeceğini bina sağlamlığı ve yerleşim planları belirler. Ardahan Kafkasya ile Anadolu arasında bir geçiş bölgesidir. Ardahan’ın konumu, iklimi ve yer yapısı koşulları zorlaştırmaktadır. Göle, Hanak ve Damal gibi ilçeler; aktif faylara yakınlıkları nedeniyle farklı riskler taşımaktadır. Aktif faylara olan yakınlık, birincil risk faktörünü oluşturur. Bilim insanları; Ardahan yer kabuğunun sıkışma halinde olduğunu ve bu durumun orta/büyük ölçekli depremlere yol açabileceğini belirtmektedir. Ardahan deprem risk analizi, sadece sismik dalgaları kapsamaz. Yüksek arazide meydana gelebilecek bir depremde; heyelan, kaya düşmesi ve kış şartları nedeniyle müdahale zorlaşır. Bu yüzden Ardahan deprem riski için tam bir yaklaşım gerekir.

Tektonik Çerçeve ve Bölgesel Fay Sistemleri

Ardahan’ın sismik özelliklerini anlamak için sadece il sınırlarına değil, çevresindeki büyük tektonik yapılara da bakmak gerekir. Ardahan Doğu Anadolu Sıkışma Bölgesi içinde yer alır. Arap Levhası’nın kuzeye hareketi ve Avrasya Levhası ile çarpışması, bölgede sürekli bir sıkışmaya neden olur. Sıkışma yer kabuğunun kırılmasına ve fayların oluşmasına yol açar.

Şehrin deprem riskini belirleyen en önemli unsur, Kuzeydoğu Anadolu Fay Zonu’dur. Kuzeydoğu Anadolu Fay Zonu Erzincan’dan çıkar. Erzurum ve Kars üzerinden Kafkasya’ya kadar uzanır ve sola doğru yayılır. Bu fay zonu, Ardahan’ın güneyindeki Göle havzasını tehdit eden en büyük deprem kaynağıdır. Ayrıca ilin doğusunda ve kuzeyinde bulunan faylar, önemli bir deprem potansiyeline sahiptir. Bu sistemlerde meydana gelebilecek 6.0 ve üzeri büyüklükte bir deprem, il genelinde hissedilir. Ayrıca Ardahan ve Hanak Fayları gibi yerel kırıklar da mevcuttur. Daha kısa segmentler olan bu faylar, aktif olma potansiyeli taşımaktadır. Bilim insanları, Ardahan’ın “deprem olmaz” denilebilecek bir bölge olmadığını belirtmektedir. Yani çevresindeki aktif kuşakların etkisiyle her an sarsıntı alabileceğini söylüyor.

Ardahan Deprem Riski: Tarihsel Depremler ve Sismik Hafıza

Tarihsel kayıtlar; yıkıcı depremlerin Ardahan ve çevresini (Kars, Artvin, Erzurum) birçok kez sarstığını göstermektedir. Ardahan’da depremler, uzun zaman aralıklarıyla ancak etkili ve güçlü sarsıntılar şeklinde gerçekleşir.

1976 Çaldıran Depremi Van’ı merkez olarak gösterdi. Deprem Ardahan ve çevresinde de şiddetli bir sarsıntı yarattı. 1976 Çaldıran Depremi, bölgenin sismik hassasiyetini bir kez daha hatırlatmıştır.

1983 Horasan-Narman Depremi 6.9 büyüklüğündeydi. Erzurum merkezli bir depremdi. Deprem, Ardahan’ın güneyindeki Göle ilçesinde hasara ve halk arasında paniğe yol açtı. Deprem bölge halkını derinden etkiledi.

2011 Van Depremi bölgesel etkisi nedeniyle hissedilmiştir. Ardahan’da da hissedilmiştir.

2022 Göle Depremi 27 Eylül 2022’de oldu. Göle ilçesinde 5.0 büyüklüğünde bir deprem oldu. Bu olay, Ardahan’ın sismik gerçeğini net bir şekilde göstermiştir. Can kaybı yaşanmamıştır. Ancak birçok ev ve kamu binası zarar gördü minareler de yıkıldı.

Ardahan deprem riski değerlendirmesinde, özellikle Göle depremi bir milat olarak kabul edilmelidir. Bu deprem kanıtlamıştır. Bölgedeki fayların “ölü” olmadığını ve enerji biriktirdiğini kanıtlamıştır. Tarihsel sessizlik bir güvence değildir. Birikmekte olan enerjinin bir göstergesi olarak yorumlanmalıdır.

Ardahan Deprem Riski: İlçe Bazlı Risk Değerlendirmesi

Ardahan’da deprem riski; ilçelerin coğrafi konumu ve zemin yapısına göre farklılık gösterir. Bu nedenle risk analizi yapılmalıdır. İl geneli yerine ilçe bazlı yapılmalıdır.

1. Yüksek Riskli Bölge: Göle

Göle ilçesi; gerek Kuzeydoğu Anadolu Fay Zonu’nun segmentlerine, gerekse yerel faylara, yani Göle Fayı’na olan kritik yakınlığıyla; Ardahan’ın sismik açıdan hiç şüphesiz en riskli bölgesidir. Ne yazık ki, ilçe merkezi ve köylerin büyük bir kısmı; deprem dalgalarını büyütme riski taşıyan Göle Ovası üzerindeki alüvyon toprak yapısı üzerine kurulmuştur. Nitekim, 2022 yılında meydana gelen deprem; bu riskin ne denli gerçek olduğunu acı bir tecrübeyle kanıtlamıştır. Bu kritik tablo karşısında, Göle’deki yapılaşma standartları tavizsiz bir şekilde 1. derece deprem bölgesi kurallarına bağlı olmalıdır; dolayısıyla, bölgedeki planlamada azami derecede dikkatli olunması hayati bir zorunluluktur.

2. Orta Riskli Bölge: Ardahan Merkez, Hanak ve Damal

İl merkezi, Hanak ve Damal ilçeleri; fay hatlarına Göle kadar yakın değildir. Yine de yan kırıkların etkisi altındadır. Ardahan Fayı ve Hanak Fayı gibi yan kırıkların etkisi altındadır. Bu ilçelerdeki risk; fay hattından ziyade zemin yapısı ve yapı stoğu kalitesinden kaynaklanmaktadır. Özellikle Kura Nehri vadisindeki alüvyon zeminler, sismik dalga büyütmesi açısından risk yaratabilir.

3. Görece Düşük Riskli Bölge: Posof

İlin en kuzeyinde, Gürcistan sınırında yer alan Posof ilçesi; tamamıyla dağlık, kayalık ve sarp bir arazi yapısına sahiptir. Jeolojik açıdan bakıldığında, aktif fay hatlarından uzak olan ilçe; genellikle sağlam ve kayalık bir zemine oturmaktadır. Bu nedenle, sismik tehlike değeri diğer ilçelere göre görece daha düşüktür. Ancak, Posof ilçesinde risk tamamen yok değildir; zira bölgede ciddi bir heyelan ve kaya düşmesi riski mevcuttur. Üstelik, bu risk depremden bağımsız olarak var olabileceği gibi, olası bir deprem tetiklendiğinde katlanarak artabilir.

Zemin Yapısı: Volkanik Platolar ve Alüvyon Tehlikesi

Ardahan’ın yer kabuğu büyük ölçüde volkaniktir. Şehir ve çevresi; Neojen çağda oluşmuş bazalt ve andezit gibi volkanik tabakalar üzerinde yer alır. Volkanik kayaçlar genellikle sağlam bir zemin oluşturur. Kayalık zeminler deprem dalgalarını sönümler ve zemin büyütmesi yapmaz. Dolayısıyla Ardahan’ın büyük bir kısmı avantajlıdır. Alüvyonlu ovalara kurulu şehirlere göre daha avantajlıdır.

Ancak risk, akarsu yataklarında ve ovalarda yoğunlaşmaktadır.

  • Göle Ovası: Bölgenin en büyük çöküntü havzalarından biri. Kalın alüvyon tabakalarıyla kaplı Göle Ovası’nda zeminler mevcuttur. Suya doygun kumlu ve killi zeminler var. Suya doygun kumlu ve killi zeminler, deprem anında sıvılaşma ve oturma riski taşımaktadır.
  • Kura Nehri Vadisi: Ardahan şehir merkezinin bir kısmı vadi tabanında yer almaktadır. Nehir kenarındaki gevşek zeminler, deprem etkisini artırabilir.

Risk haritalarında; ova/vadi tabanları ile volkanik platoların parametreleri net bir şekilde ayrıştırılmalıdır. Ovadaki inşaatlarda; derin temel ve zemin iyileştirme yöntemleri zorunlu tutulmalıdır.

Ardahan Deprem Riski: Yapı Stoğu ve Kırsal Mimari Sorunu

Ardahan’ın deprem güvenliğini tehdit eden en kritik faktörlerden biri, hiç kuşkusuz mevcut yapı stoğunun durumudur. Her ne kadar şehir merkezinde TOKİ konutları gibi son yıllarda inşa edilen modern binalar deprem yönetmeliklerine uygun olsa da; buna karşılık eski yapı stoğu ciddi bir risk taşımaktadır. Ancak asıl büyük tehlike, özellikle kırsal kesimdeki evlerde yoğunlaşmıştır. Şöyle ki; Ardahan köylerinde yığma taş duvarlı ve toprak damlı evler hâlâ yaygın olarak kullanılmaktadır. Söz konusu bu yapılar, kış soğuğuna karşı dayanıklı olsa da maalesef depreme karşı son derece kırılgandır. Zira, taşlar arasındaki çamur harcı zamanla bağlayıcılığını yitirir; üstelik ağır toprak damlar, deprem anında duvarlara aşırı baskı yaparak ani çökmelere yol açar. Nitekim, 2022 Göle depreminde zarar gören neredeyse bütün evlerin bu tipte olması, bu gerçeği acı bir şekilde doğrulamıştır.

Diğer taraftan, şehir merkezlerinde de durum pek farklı değildir; özellikle il ve ilçe merkezlerinde 1999 öncesi yapılmış ve yeterli mühendislik hizmeti almamış çok katlı binalar bulunmaktadır. Bilindiği üzere, düşük beton kalitesi ve korozyon, bu binaları doğrudan riskli hâle getirir. Sonuç olarak, Ardahan’da kentsel dönüşüm; sadece şehri güzelleştirmekten öte, can güvenliğini sağlamak için ertelenemez ve hayati bir zorunluluktur.

İkincil Afetler: Heyelan ve Kaya Düşmesi

Ardahan’ın sarp coğrafyası (özellikle Posof ve Şavşat sınırı), sarsıntının tetikleyebileceği kütle hareketlerine açıktır. Ardahan’ın sarp ve dağlık coğrafyası, kayma ve çökme riskini artırmaktadır. Sarsıntının tetikleyebileceği kütle hareketleri burada sık sık görülür.

Deprem Tetikli Heyelan: Şiddetli bir sarsıntı, suya doygun ve eğimli yamaçlardaki toprağı harekete geçirir. Bu durum yolları kapatır ve köyleri toprak altında bırakır.

Kaya Düşmesi: Dik yamaçların eteklerine kurulmuş yerleşim yerleri özellikle Posof Vadisi tehdit altında. Deprem anında kopan kaya bloklarının tehdidi altında. Deprem anında kopan kaya blokları dik yamaçlardan aşağı düşebilir. Bu durum, yerleşim yerlerini büyük bir tehlikeyle karşı karşıya bırakır.Kaya düşmesi, dik yamaç altındaki yerleşim yerlerini sürekli tehdit etmektedir. Köy sakinleri, kaya düşmesi tehlikesine karşı her an tetikte olmalıdır.

Risk planlamasında jeomorfolojik riskler, sismik dalgalar kadar öncelikli bir parametredir. Karayolları ekipleri, riskli yamaçlara çelik ağlar ve bariyerler kurmalıdır.

Ardahan Deprem Riski: Kış Şartları ve Afet Yönetimi Zorluğu

Ardahan, bilindiği üzere Türkiye’nin kışı en sert geçen ve en soğuk illerinden biridir. Öyle ki, yılın neredeyse 5-6 ayı kar yerde kalır ve sıcaklıklar zaman zaman -30°C’ye kadar düşer. İşte bu zorlu ve değişmez iklimsel gerçeklik, mevcut deprem riskini basit bir afet müdahalesi olmaktan çıkarıp, çok daha karmaşık bir “kriz yönetimi” sorununa doğrudan dönüştürmektedir.

Olası bir depremin kış aylarında meydana gelmesi durumunda:

  • Ulaşım Sorunu: Kar ve tipi nedeniyle kapalı olan köy yolları, arama-kurtarma ekiplerinin bölgeye ulaşmasını engeller.
  • Barınma Sorunu: Evleri hasar gören vatandaşların dışarıda kalması, donma (hipotermi) riskini doğurur. Yazlık çadırlar Ardahan kışında işlevsizdir. Konteyner ve kışlık çadır stoklarının hazır olması gerekir.
  • Isınma ve Enerji: Elektrik ve doğalgaz kesintileri, ısınma sorununu hayati bir krize dönüştürür.

Bu nedenle Ardahan’ın afet planı, “kış senaryosu” odaklı olmalıdır.

AFAD ve Acil Durum Hazırlıkları

Ardahan AFAD Müdürlüğü, bölgenin zorluklarını göz önünde bulundurarak İl Afet Risk Azaltma Planı’nı (İRAP) hazırlamaktadır. İRAP; sadece depremi değil, kış koşulları, çığ ve heyelan risklerini de kapsamaktadır.

Lojistik Depolar: Ardahan’da AFAD’ın lojistik depoları dolu olması gerekir. Depoların; battaniye, ısıtıcı ve kışlık çadır gibi malzemelerle dolu olması gerekir.

Eğitim ve Tatbikat: Sarp dağlarda ve soğukta hayatta kalmak için eğitim ve tatbikat gerekir. Köylerdeki eğitimler, vatandaşları afet anında doğru davranış modellerine yönlendirir.

Alternatif İletişim: GSM şebekelerinin çökme ihtimaline karşı uydu telefonları ve telsiz sistemleri gibi alternatif iletişim araçları hazır bulundurulmalıdır.

Ardahan Deprem Riski: Mühendislik Çözümleri ve Geoteknik Önlemler

Ardahan’da güvenli yapılaşma, zemin ve iklim koşullarına uygun mühendisliğe dayanır.

  • Don Derinliği: Temel kazılarında, yaklaşık 80-100 cm olan donma derinliği dikkate alınmalıdır. Temeller bu seviyenin altına indirilmeli ve don etkisine karşı yalıtılmalıdır.
  • Hafif Yapı Malzemeleri: Kırsal kesimde ağır taş ve toprak yerine, hafif yapı malzemeleri kullanılmalıdır. Hafif malzemelerle inşa edilen çelik konstrüksiyonlu köy evleri depreme dayanıklıdır. Ayrıca hafif yalıtımlı panel sistemleri, ısı yalıtımı avantajı sağlar.
  • Zemin İyileştirme: Göle Ovası gibi alüvyonlu zeminlerde kazık temel veya jet-grout yöntemleri kullanılmalıdır.

Ardahan Deprem Riski: Gelecek Projeksiyonları ve Sonuç

Bilimsel veriler, Doğu Anadolu Sıkışma Bölgesi’nde tektonik hareketliliğin devam ettiğini göstermektedir. Ardahan, tektonik hareketliliğin yarattığı gerilime maruz kalmaktadır. “Burası deprem bölgesi değil” anlayışı yerine, “her türlü afete ve kış şartına hazır olmalıyız” bilinci benimsenmelidir. Deprem zamanı önceden bilinemese de risk her zaman mevcuttur. Soğuk hava ve izolasyon riski, Ardahan’ın değişmez bir gerçeğidir.

Volkanik platolar üzerindeki sağlam zemin ve iklime uygun mühendislik çözümleri, Ardahan’ın güvenliğini sağlar. Kırsal dönüşüm projeleri yolları açık tutar ve halkı eğitir. Bu zincirin diğer halkalarıdır. Ardahan’da deprem riski; korkuyla değil, mühendislik zekâsı, planlama ve kış şartlarına uygun hazırlıkla yönetilmelidir. Serhat şehrimiz Ardahan’da güvenle yaşamak için; doğaya meydan okumak yerine, bilime ve iklime uygun yapılar inşa edilmelidir. Güvenli, dayanıklı ve hazırlıklı bir Ardahan için çalışmak toplumsal bir sorumluluktur.

Youtube videolarımızı izlemek için buraya tıklayabilirsiniz.

Daha fazla bilgi almak ve bizimle iletişim kurmak için buraya tıklayabilirsiniz.

İlgili Makaleler