Artvin Deprem Riski: Doğu Karadeniz’in Sarp Coğrafyası

Artvin Deprem Riski: Doğu Karadeniz'in Sarp Coğrafyası

Bu Yazıyı Paylaş

Türkiye; jeolojik yapısı ve tektonik hareketleri nedeniyle, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya sistemi içinde yer almaktadır. Doğudan batıya kadar her yerde farklı deprem riskleriyle karşı karşıya bırakır. Artvin Doğu Karadeniz Bölgesi’nde en dik araziye sahiptir. Bölgenin en engebeli arazisine sahip ili olan Artvin, halk arasında genellikle düşük riskli bir bölge olarak bilinir. Eski deprem haritalarında, 4. ve 5. derece ile “deprem riski en düşük” bölgelerden biri olarak gösterilmekteydi. Ancak güncel sismik izleme ağları ve Türkiye Deprem Tehlike Haritası, bu algının değişmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Şehir merkezinden geçen büyük bir ana fay hattı olmasa da, Artvin ciddi bir sismik tehdit altındadır. Çevresindeki Kuzeydoğu Anadolu Fay Zonu ve Kafkasya Fayları gibi aktif sistemler, bölge için tehdit oluşturmaktadır. Ayrıca bölgenin zor arazi yapısı tetikleyebilir. Heyelan ve kaya düşmesi gibi başka felaketleri tetikleyebiliyor. Bu yüzden Artvin deprem riski gerçekten çok ciddiye alınmalı.

Deprem, yer kabuğunun engellenemez bir hareketidir. Depremin felakete dönüşüp dönüşmeyeceğini; alınan önlemlerin seviyesi, mühendislik kalitesi ve yerleşim planı belirler. Çoruh Vadisi’nin dik yamaçlarına kurulan Artvin; Türkiye’nin en yüksek barajlarına ev sahipliği yapması ve zorlu coğrafyasıyla ulaşımı güç bir bölgedir. Mevcut barajlar ve coğrafi zorluklar; şehri klasik bir deprem bölgesi olmaktan çıkarıp, çoklu afet riski taşıyan karmaşık bir alana dönüştürmektedir. Yerbilimciler; Erzurum, Ardahan ve Kafkasya kaynaklı sismik hareketlerin Artvin’i doğrudan etkileyerek özellikle heyelan riskini tetikleyebileceğini vurgulamaktadır. Artvin’de sadece fay hatları değil, yamaçların dayanıklılığı da incelenmelidir. Risk yönetimi; baraj güvenliğini ve kıyı zemin yapısını da kapsayan bütüncül bir yaklaşımı gerektirir.

Tektonik Çerçeve ve Bölgesel Fay Sistemleri

Artvin’in sismik özelliğini anlamak için bakmak yetmez. Sadece il sınırları değil, büyük tektonik yapılar da incelenmelidir. Artvin Doğu Pontid tektonik birliğinde bulunur. Güneyden gelen Arap Levhası sıkıştırır. Kuzeydeki Avrasya Levhası arasındaki sıkışma Doğu Pontid tektonik birliğini etkiler. Artvin’in deprem tehlikesini belirleyen unsur önemlidir. En önemli unsur Kuzeydoğu Anadolu Fay Zonu’dur. Erzincan’dan başlayıp Erzurum ve Kars üzerinden uzanır. Erzincan’dan başlayıp Kafkasya’ya uzanan Kuzeydoğu Anadolu Fay Zonu, bölgeyi tehdit eden en önemli unsurdur. Artvin’in güney ilçesi Yusufeli ve doğu ilçesi Şavşat’ı tehdit eder.

İlin kuzeyinde ve doğusunda yer alan Kafkasya Fay Zonu ile Acara-Trialeti Bindirme Kuşağı, önemli bir sismik potansiyel taşımaktadır. Kafkasya Fay Zonu içinde deprem üretme potansiyeli mevcuttur. Acara-Trialeti Bindirme Kuşağı, 6.0 ve üzeri büyüklükte deprem üretir. Fay hattı, konumu nedeniyle il merkezinde hissedilir sarsıntılar oluşturur ve sarp arazide şiddeti artırır. Araştırmalar, Karadeniz Fayını yakından takip eder. Yerbilimsel veriler, Artvin’in deprem gerçeğini ortaya koyar. Çevredeki aktif kuşaklar, şehri her an orta veya büyük ölçekli sarsıntı etkisine maruz bırakır.

Tarihsel Depremler ve Sismik Hafıza

Geçmiş kayıtlara bakıldığında; Artvin şehir merkezini doğrudan etkileyen yıkıcı depremlerin nadir olduğu görülür. Büyük deprem nadiren Artvin’i doğrudan yıkar. Bu durum, bölgede yanlış bir güvenlik algısı yaratmaktadır. Bölgedeki güvenli bölge algısının temelini oluşturur. Ancak Artvin, çevre illerde meydana gelen büyük depremlerden her zaman etkilenmiştir. Özellikle Erzurum, Kars, Ardahan ve Gürcistan’da sarsıntılar yaşanır. Sarsıntılar Artvin’i de sarsar ve bazı dönemlerde hasara yol açar.

Örneğin 1983’te Horasan-Narman Depremi bölgeyi sarstı. 1992’de Erzincan Depremi ise Artvin’in güney ilçelerini güçlü şekilde etkiledi. Daha yeni zamanlarda depremler oldu. Gürcistan ve Artvin sınırına yakın yerlerde orta büyüklükteki depremler oldu. Orta büyüklükteki bu depremler, bölgedeki fayların aktif olduğunu göstermektedir. Artvin deprem riski incelendiğinde sessizlik yanıltıcıdır. Tarihsel sessizlik bir güvenlik işareti değil, biriken enerjinin habercisi olarak değerlendirilmelidir. Uzmanlar, bölgedeki sismik döngülerin uzun sürebileceğini belirtmektedir. Ancak döngü bittiğinde etki büyük yıkım yaratır.

Coğrafi Zorluklar: Heyelan ve Kaya Düşmesi Riski

Artvin’i diğer bölgelerden ayıran en önemli özellik; Sarsıntının kendisinden ziyade, tetikleyebileceği ikincil felaketlerdir. Yani Artvin Çoruh Nehri’nin derin vadileri üzerindedir. Ve %70’lere kadar eğimli yamaçlar üzerine kurulmuş. Artvin, Türkiye’de heyelan olaylarının en sık yaşandığı illerden biridir. Deprem sarsıntısı hareket ettirir. Suyla doymuş ya da dengesi bozuk yamaçlardaki toprak ve kaya kütlelerini hareket ettirir. Sonuç olarak “deprem tetikli heyelanlar” riski ortaya çıkar ve bu durum Artvin’i diğer bölgelerden ayırır.

Deprem binaları yıkmasa bile, yamaçlardan kopan büyük kaya blokları (kaya düşmesi) binaların üzerine düşer veya sürüklenir. Yağışlı dönemlerde meydana gelen bir deprem, felaketin boyutunu katbekat artırabilir. Artvin-Hopa, Artvin-Erzurum ve Artvin-Ardahan yolları geçiyor. Heyelan riski taşıyan dik yamaçlardan geçen bu yolların kapanması, lojistik sorunlara yol açar. Şehir dışarıyla bağını kaybeder yardım gelmesi zorlaşır. Artvin’in deprem planlamasında riskler önemlidir. Yer şekliyle ilgili riskler sismik dalgalar kadar önemli.

Barajlar Şehri Artvin ve Sismik Güvenlik

Çoruh Nehri üzerinde kurulu olan Artvin; Deriner, Borçka, Muratlı ve Yusufeli gibi büyük barajlarıyla tanınır. Yusufeli Barajı Türkiye’nin en yüksek barajıdır. Yusufeli Barajı dünyada da sayılı yüksek barajlardan biridir. Barajların deprem güvenliği ulusal güvenlik meselesidir. Mühendisler baraj inşasında, bölgedeki en kötü deprem senaryolarını dikkate almaktadır. Yusufeli ve diğer barajların deprem dayanıklılığı en üst seviyede tutulmuştur.

Risk sadece barajın çökmesiyle sınırlı değildir. Deprem sarsıntısının tetiklediği heyelanlar, baraj gölünde ani dalgalar oluşturur ve taşma riskine yol açar. Tetiklenmiş Depremsellik (Induced Seismicity); büyük su kütlelerinin yer kabuğuna uyguladığı basınç ve suyun fay çatlaklarına sızmasıyla yerel ve sığ depremleri tetikler. Devlet Su İşleri ve yerbilimciler izler. Baraj çevresine sismometre koyar ve bu hareketi yirmi dört saat yedi gün izler. Artvin’de deprem riski incelenirken; baraj güvenliği ve acil durum eylem planları hayati önem taşır.

Zemin Yapısı ve Yerleşim Alanları

Artvin’deki yerleşim alanları, iki farklı zemin karakteri sergiler. Şehir merkezi ve yamaç köyleri; genellikle volkanik ve metamorfik kayaçlar gibi sağlam zeminler üzerine kurulmuştur. Kayalık zeminler; deprem dalgalarını sönümleme özelliğine sahiptir ve zemin büyütmesi (amplifikasyon) yapmaz. Dolayısıyla Artvin şehir merkezi, alüvyonlu ovalara kurulu şehirlere kıyasla daha avantajlıdır.

Ancak Hopa, Arhavi ve Kemalpaşa gibi sahil ilçelerinde durum farklıdır. Kıyı şeridindeki dolgu alanları ve dere yatakları, alüvyon zemin yapısını oluşturur. Alüvyon zeminler, deprem dalgalarını büyütme riskine sahiptir. Sahil kesimindeki yüksek yeraltı su seviyesi, sıvılaşma riskini ortaya çıkarır. Hopa ve Arhavi’deki yüksek katlı yapılaşma, bölgenin alüvyon zemin koşullarıyla birlikte değerlendirilmelidir. Yönetmelik, Artvin’i deprem riski haritalarında ayırır. Risk parametrelerini sahil bandı ve iç kesimler için ayrı belirler. Mühendisler, kıyı şeridindeki inşaatlarda derin temel ve zemin iyileştirme yöntemlerini zorunlu kılar.

Artvin Deprem Riski: İlçe Bazlı Risk Değerlendirmesi

Artvin’in ilçeleri, coğrafi konumları ve fay hatlarına mesafeleri nedeniyle farklı risk profillerine sahiptir.

  • Yusufeli: Kuzeydoğu Anadolu Fay Zonu’na en yakın ilçelerden biridir. Yeni yerleşim yeri modern tekniklerle inşa edilmiş olsa dahi, hâlâ risk barındırır. Sismik kaynağa yakınlığı nedeniyle yer ivmesi değerleri yüksektir.
  • Şavşat: Şavşat; Ardahan ve Gürcistan sınırındaki fayların etkisi altındadır ve heyelan riski yüksektir. Şavşat’ın geleneksel ahşap mimarisinin korunması, deprem güvenliği açısından avantaj sağlar. Betonarme yapıların denetimi şart.
  • Hopa ve Arhavi: Karadeniz kıyısındaki bu iki ilçe; deniz içi faylar ve Batı Gürcistan faylarının etkisi altındadır. Alüvyonlu toprak ve yoğun yapılaşma riski artırıyor.
  • Borçka ve Murgul: Heyelan riskinin en yoğun olduğu bölgelerdir. Deprem sarsıntısı, Borçka ve Murgul’daki dik yamaçlarda kütle hareketlerini tetikler.
  • Artvin Merkez: Kaya düşmesi riski ve tek giriş-çıkışlı yol yapısı nedeniyle lojistik riskler barındırır.

Yapı Stoğu ve Kentsel Dönüşüm

Artvin’deki yapı stoğu; esas itibarıyla eski ile yeninin, bunun yanı sıra planlı ile plansızın iç içe geçtiği karmaşık bir karışımdır. Özellikle köylerde sıkça rastlanan ahşap ve taş karışımı evler; hafif ve esnek yapıları sayesinde, depreme karşı doğal bir dayanıklılık gösterir. Ancak, bakımsız kalmış ve yıpranmış köy evleri; ne yazık ki bünyesinde büyük bir riski de barındırır. Şehir merkezinde ise durum farklıdır; zira sarp arazideki yüksek istinat duvarları üzerine kurulu çok katlı binalar, mühendislik ve güvenlik açısından her zaman dikkat çeker.

Bu binaların mühendislik hizmeti alması hayati önem taşır. Eğimli arazilerde inşa edilen binalar; kademeli temel sistemleri, derin kazılar ve özel mühendislik çözümleri gerektirir. Artvin’de kentsel dönüşüm; sadece eski binayı yıkıp yenisini yapmak değil, aynı zamanda zemin stabilitesini sağlamak demektir. Yerel yönetimler; kaçak yapılaşma ve dere yataklarına yapılan binalarla mücadele ederek bu tür yapılara izin vermemektedir. Artvin’de deprem riskine karşı, sarp coğrafyaya uygun ve mühendislikten taviz vermeyen bir yapı kültürü oluşturulmalıdır.

Artvin Deprem Riski: Ulaşım ve Lojistik Güvenliği: Tek Yol Sorunu

Deprem anında yaşanan en büyük kaos, hiç kuşkusuz ulaşımın kesilmesidir. Artvin’in zorlu coğrafyasında tüneller, viyadükler ve yamaçlara oyulmuş yollar, kesintisiz ulaşımı mümkün kılar. Bu nedenle olası bir deprem ilçeler arası bağlantıyı neredeyse tamamen koparır. Özellikle Hopa Dağı Geçidi veya Çoruh Vadisi yollarının kapanması, yardım ekiplerinin bölgeye ulaşmasını ciddi oranda geciktirir. Bu riski minimize etmek adına, Karayolları ekipleri riskli yamaçlara çelik ağ ve bariyer sistemleri kurar; böylece kaya düşmesini aktif olarak engeller. Buna ek olarak, tünel ve viyadüklerin sismik performansları düzenli olarak kontrol edilmekte ve gerekli güçlendirmeler yapılmaktadır. Diğer taraftan, deprem risk planında hava ve deniz yolu lojistiği de alternatif olarak mutlaka hazır tutulmalıdır. Bu bağlamda, Rize-Artvin Havalimanı bu planın stratejik bir parçası olmalıdır. Nihayetinde, köylere acil ulaşım için helikopter pistleri belirlenmelidir; çünkü bu pistler, tartışmasız hayati öneme sahiptir.

AFAD ve Acil Durum Hazırlıkları

Artvin AFAD Müdürlüğü, “İl Afet Risk Azaltma Planı” hazırlıklarını titizlikle sürdürmektedir. Söz konusu bu plan; yalnızca depremi değil, bunun yanı sıra heyelan, sel ve çığ risklerini de bütüncül bir yaklaşımla kapsamaktadır. Ne var ki, düz alanın oldukça az olduğu Artvin’de toplanma alanlarını belirlemek son derece zorlu bir süreçtir. Bu coğrafi kısıtı aşmak adına AFAD; parkları, okul bahçelerini ve stadyumları bu amaçla stratejik olarak düzenlemektedir.

Unutulmamalıdır ki, halkı bilinçli tutmak; bu sarp arazide hayatta kalmak demektir. Bu bilinçle, okullar ve köylerde verilen eğitimlerle; vatandaşların afet anında yapılması gerekenleri öğrenmesi doğrudan sağlanır. Doğayla iç içe yaşayan Artvin halkının afetlere karşı direnci yüksektir. Ancak profesyonel arama kurtarma ekipleri (JAK, AKUT, İtfaiye), dağlık arazi koşullarına uygun eğitimi mutlaka ve eksiksiz almalıdır.

Artvin Deprem Riski: Mühendislik Çözümleri ve Geoteknik Önlemler

Artvin’de güvenli yapılaşma; sanılanın aksine sadece üst yapıdan ziyade, asıl olarak güçlü bir altyapı ve ileri zemin mühendisliğine dayanır. Bu bilinçle, inşaat ve jeoloji mühendisleri, her proje için öncelikle detaylı zemin etütleri gerçekleştirir. Özellikle eğimli arazilerdeki inşaatlarda; yamacı desteklemek için devasa istinat duvarları, zemin çivileri ve ankraj sistemleri aktif olarak kullanılır. Zira, bu kritik geoteknik uygulamalar, deprem anında zeminin kaymasını doğrudan engeller.

Diğer taraftan, sahil kesimindeki (Hopa, Arhavi) projelerde ise; sıvılaşma riskine karşı jet-grout ve kazık temel sistemleri mutlaka kurulmalıdır. Çünkü, jet-grout ve kazık temel sistemleri; zemini sıkılaştırarak yapıyı tartışmasız sağlam kılar. Bununla birlikte, tünel kalıp gibi rijit taşıyıcı sistemler de, sismik yükleri çok daha etkili bir şekilde karşılar. Nihayetinde, Artvin’in deprem riski yönetimi; jeoteknik mühendisliğinin en uç örneklerinin sergilendiği eşsiz bir deneyim alanıdır. Kısacası, bilim ve teknoloji, sarp coğrafyanın getirdiği riskleri başarıyla minimize eder.

Artvin Deprem Riski: Gelecek Projeksiyonları ve Sonuç

Bilimsel veriler, Doğu Anadolu ve Kafkasya bölgesindeki tektonik sıkışmanın devam ettiğini göstermektedir. Artvin, bu tektonik sıkışmanın yarattığı gerilimden etkilenmektedir. “Burası 4. derece deprem bölgesi, bir şey olmaz” algısı terk edilerek; yerini “her türlü felakete hazırlıklı olma” bilincine bırakmalıdır. Uzmanlar, depremin zamanını önceden bilemez, ancak riskleri hesaplar. Heyelan ve kaya düşmesi riski, Artvin’de her an gerçekleşir. Tektonik sıkışma şehri zorlayabileceğinden, her duruma hazırlıklı olunmalıdır.

Sağlam zemin, doğru mühendislik ve ıslah edilmiş yamaçlar Artvin’in güvenliğini sağlar. Barajların güvenliği, yolların açık kalması ve halkın eğitimi de bu güvenliğe katkı sunar. Artvin’in deprem riski; korkuyla değil, mühendislik zekâsı, plan ve hazırlıkla yönetilir. Bu zorlu coğrafyada güvenli yaşamak için; doğaya karşı çıkmak yerine, bilime ve doğanın kurallarına uygun binalar inşa edilmelidir. Güvenli, dayanıklı ve hazır bir Artvin için harekete geçmek toplumsal bir sorumluluktur.

Youtube videolarımızı izlemek için buraya tıklayabilirsiniz.

Daha fazla bilgi almak ve bizimle iletişim kurmak için buraya tıklayabilirsiniz.

İlgili Makaleler